Dadı şoku yaşadık

Dadı şoku yaşadık

Kızı Defne'yle Yeni Anne dergisi için objektif karşısına geçen Sinem Güven, yaşadığı dadı şokunu anlattı: "Defne'nin ilk dadısı beni üç ay parmağında oynattı. Üç ayın sonunda anladım ki evli olduğu halde kadının bizim apartmandaki şoförlerden biriyle ilişkisi var. Ve sık sık kızımı pusette bırakıp, parkta onunla buluşuyor."

2011.10.10 08:59 - Son Güncellenme: 1970.01.01 02:00 - Magazin - HABER MERKEZİ
A
Dadı şoku yaşadık

Kızınız epey büyümüş. Nasıl gidiyor annelik Sinem Hanım?
- Çok keyifli... Defne 3,5 yaşında şimdi, anaokuluna gidiyor. Zaten 1,5 yaşında okula başladı. Çok sosyal bir çocuk. Okulu da çok seviyor. Hatta okuldan çıkarken "Eve gitmeyeceğim, biraz daha kalacağım" diye ağlayanlardan...
Bir röportajınızda "çocuğun arkadaşa değil öncelikle anne-babaya ihtiyacı var" demişsiniz. Hem arkadaş hem anne olunamaz mı?
- Evet, öyle söyledim. Sözlerimin de sonuna kadar arkasındayım. Çocuklar özellikle yetişme çağında otoriteye ihtiyaç duyuyorlar. Çocuklar düzen sever, itaat sever. Dolayısıyla çocukların otoriteye, hayatlarında her şeyin istedikleri zaman gerçekleşmeyeceğini bilmeye ihtiyaçları var. Bu düzen onlarda güven hissini de beraberinde getiriyor. Çocuklara her şeyi büyük bireyler gibi açıklamak ama gerektiğinde de "Hayır" kelimesini kullanabilmek çok önemli.
Bu biraz baskıcı bir tutum değil mi?
- Ama bunu yapmak durumundasınız. Çünkü her yetkiyi sınırsız olarak vermeniz, çocuklar açısından dezavantaj... Hayat böyle geçmiyor ki, herkes onun annesi-babası değil ki... Ben Defne'yi özellikle belediyenin cimnastik salonuna götürüyorum. Ekonomik ve sosyal bakımdan değişik ailelerin çocuklarıyla birlikte vakit geçiriyor. Dünyanın gerçeği, bizim evimizdeki hayat değil. Defne'den çok daha zor şartlarda ya da çok daha iyi şartlarda yaşayan çocuklar var. Bunların hepsini bilmesi gerekir. Sıra beklemeyi öğrenmeli. Her şeyi, her oyuncağı istediği zaman başkalarının elinde alamayacağını bilmeli.
DEFNE'Yİ PUSETTE BIRAKIP
PARKTA FUTBOL OYNUYORDU
Doğduktan sonra Defne'yle bizzat siz ilgilendiniz, bir bakıcınız oldu mu hiç?
- Yardımcımız her zaman oldu. Ama bu konuda ilk üç ay çok büyük talihsizlikler yaşadım. Bir kere çok tecrübesizsiniz, başınıza geleceği bilmiyorsunuz. Ve çevrenizde "dadı" adı verilen biri olduğu zaman "Ben hiçbir şey yapamam, bu kadın da her şeyi biliyor, ona çok ihtiyacım var. Ne yapıp edip onu tutmam lazım" gibi bir panik yaşıyorsunuz. Sonuç; dadı beni ilk üç ay parmağında oynattı. Ki bu kişi, komşumuzda dokuz sene çalışmış bir kadındı. İki çocuğu, iki torunu var kendisinin de... Komşum onu dokuz sene evinde tuttuysa belli ki iyi biri deyip işe aldık. Ama üç ayın sonunda anladım ki kadının bizim apartmandaki şoförlerden biriyle ilişkisi var. Bana kocasıyla ilgili de sürekli yalanlar söylemiş.
Ne gibi?
- "Kocamla evlenme yıldönümümüz diyor mesela... Ben üzerinde kocasıyla ikisinin resmi olan pastalar yaptırıyorum, yazılar yazdırıyorum falan. Ama o meğer şoförle buluşmaya gidiyormuş. Kabus gibi bir kadın çıktı.
Peki, bebekle ilişkisi nasıldı?
- İlişkisi yoktu! Kadın Defne'yi pusetle koruya çıkarıyordu. Orada bebeği bırakıp şoför adam ve onun çalıştığı dairenin oğluyla futbol oynuyordu. Sözde "emzireyim diye" Defne'yi bana bırakıp adamın peşinden gidiyordu. Ama bunları başta anlamadım tabii. Aklınızın ucundan bile geçmiyor ki...
ÜÇ AYIN SONUNDA
GÖZÜM AÇILDI
Peki onun açığını siz kapatabildiniz mi?
- Evet, çünkü yeterince bilgiliydim. Sanki üçüncü çocuğuma bakar gibiydim. Daha önce bir emekli doğum hemşiresinin kurslarına gitmiştim. Sağ olsun çocuk bakımı konusunda beni o kadar güzel yetiştirdi ki. Zaten dadıya yapacak bir şey kalmıyordu.
Dadıyla yollar nasıl ayrıldı? Durumun farkına ne zaman vardınız?
- Üç ayın sonunda gözüm açıldı ve yollarımızı ayırdık. Ardından gerçekten "dadı" olan bir hanım geldi ve o zaman bir dadının neler yapması gerektiğini anladım. Benim üzerimden yük aldı. Çok yorulduğum zamanlar uyuyabilme lüksünü yakaladım.
Hâlâ o dadı mı yanınızda?
- Hayır, Defne dokuz aylık olana kadar bizimle kaldı. Sonra bizim Toto dediğimiz Fatma Hanım'ımız geldi. O da Defne'nin 9 aylıktan 2 yaş periyoduna kadar bizimle birlikte oldu. İkisi de tam olması gereken zamanlarda yanımızdaydı. Defne'ye çok katkıları olmuştur. Defne'nin bugün bu kadar güler yüzlü, kendisi ve etrafıyla barışık bir çocuk olmasında Toto'nun da çok etkisi var. Çünkü çocuğun gelişiminde evdeki herkesin kişiliği çok önemli. Çocuk kimlerle vakit geçiriyorsa onların elektriğini alıyor.

TANIDIĞIN BİRİNDEN
REFERANS ALMALISIN
Dadı seçerken profesyonel bir yardım aldınız mı? Nasıl seçtiniz?
- Ben hep tanıdıklarıma danıştım. Bence ajanslardan yardım almak yanlış. En doğrusu kendi tanıdığınız birinin aracılığıyla, iyi bir referansla gelmesi. Referans sahibini sizin tanımanız da çok önemli. Biz Toto'yla öyle çalıştık ve birbirimizden çok memnunduk mesela... Sonrasında Azerbaycanlı bir ablamız oldu, hâlâ da yanımızda... O bizim Metiş'imiz... O da daha önce bir arkadaşımın oğluna iki sene bakmıştı. İşinde çok iyi... İstanbul Üniversitesi Hukuk Bölümü'nü kazandı ve hukuk okuyor. Kışın sınavının olmadığı hafta sonları bize geliyor. Metiş artık Defne için dadı değil, abla... Ayrıca evimizde çalışan Mehmet ve Dilara var. Dilara da iki çocuk annesive Defne'yle ilişkisi muhteşem. Kışları Metiş olmadığı zaman, Defne'yi Dilara'ya gönül rahatlığıyla teslim edebiliyorum. Gözü gibi bakıyor. İlk olaydan sonra öyle bir şanssızlık yaşamadım.

Diğer Magazin Haberleri için tıklayın


2011.10.10 08:59 - Son Güncellenme: 1970.01.01 02:00 - HABER MERKEZİ
A