Bursa'nın çevre kahramanlarından 'acil önlem' uyarısı (ÖZEL HABER) 

Bursa'nın çevre kahramanlarından 'acil önlem' uyarısı (ÖZEL HABER) 

Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Sedat Güler ve Çevre Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Sevim Yürüten, 5 Haziran Dünya Çevre Günü'ne farkındalık yaratmak üzere Bursada Bugün'e açıklama yaptı. Başkan Güler, gıda ve su krizlerinin yaklaştığını belirterek acil önlemler alınması gerektiğini ifade ederken Başkan Yürüten, bazı bölgelerde hava kirliliğinin tehlikeli boyutlara ulaştığının altını çizdi. 

2022.06.05 13:40 - Son Güncellenme: 2022.06.05 14:04 - Yaşam - HABER MERKEZİ
A
Bursa'nın çevre kahramanlarından 'acil önlem' uyarısı (ÖZEL HABER) 

CANSU ÖZDEMİR - GÜLİN ÖZDEMİR / BURSADA BUGÜN 

Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER) Başkanı Sedat Güler ve Çevre Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Sevim Yürüten, Bursada Bugün'e özel yaptığı röportajda çevre kirliliği ve iklim krizi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Güler, "Sanayi tesislerinin artık suları, çevreyi kirletme lüksü yok" sözleriyle Bursa'nın yeni sanayi bölgelerine ihtiyacı olmadığı söylerken Başkan Yürüten, büyük şehirlerde hava kirliliğinin bir an önce iyileştirilmesi gerektiğinin altınız çizdi. 

Bursada Bugün'ün yönelttiği 'Dünya'yı nasıl kurtarırız?' sorusunu yanıtlayan Başkan Güler, gıda ve su krizlerinin yaklaştığını ifade etti. Dünyayı kurtarmak için yönetimlerin acil önlemler alması gerektiğine değinen Güler, Bursa'da sanayi kuruluşlarının çevre kirliliğine yol açtığını ve tedbir olarak deşarj ve filtre yöntemlerine acil başlanması gerektiğinin altını çizerek, Bursa'nın yeni sanayi bölgesine ihtiyacı olmadığını söyledi. 

Dünya'yı nasıl kurtarırız?

DOĞADER Başkanı Başkan Sedat Güler: Tarımsal orman alanlarımızı süratle koruma altına almamız gerekiyor. Tarımın, gıda ve suyun ne kadar önemli olduğunu pandemi döneminde ve Ukrayna-Rusya savaşında anladık. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na "İklim Değişikliği" eklemek yetmiyor. Tarım alanlarına, sulak alanlara vs ormanlık alanlara acil önlemler alınması gerekiyor. DOĞADER olarak biz yöneten değiliz, uyarıcıyız. Böyle devam ederse 10 sene içerisinde gıda ve su krizi yaşayacağı konuşulmaya başlandı. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde kuraklık nedeniyle su kaynakları kurudu ve mercimek gibi bakliyat ürünlerinin üretimi düştü. Peki nasıl çözüm üreteceğiz? Vatandaş olarak daha az su tüketerek, daha az kimyasal kullanarak. Kullandığımız kimyasal maddelerin hiçbiri masum değil, sularımızı kirletiyor. Yerel yönetimlerim arıtma tesislerini artık biyolojik ve kimyasal arıtma şeklinde modernize etmesi gerekiyor. Şu anda hiçbir fabrika bu şekilde bir artıma yapmıyor ve atıklarını denizlerimize boşaltıyor. Marmara Denizi artık canlıların yaşayamadığı "toksik" bir deniz oldu. Sanayi tesislerinin artık suları, çevreyi kirletme lüksü yok. Mutlaka bacalarına filtre koymalılar. İşletmelerin atık sularını temizleyip, defalarca kullanmaları gerekiyor. 

"BURSA OVASI YOK OLMAK ÜZERE"

Tarıma ağırlık vermemiz gerekiyor. Tarımsal alanlardaki sanayi bölgesindeki konutlaşmaları durdurmamız gerekiyor. Bursa Ovası yok olmak üzere. Gürsu Ovası'ndan akan nehirlerimizden su değil zehir akıyor. Bu bölgeleri bizim karnımızın doyduğu bölgeler.  Samanlı Deresi'nden gelen zehirli sular Nilüfer'e gelerek bütün Marmara denizini kirleterek kimyasal su haline geliyor. Bursa'da 23 tane yasal sanayi bölgemiz var. Artık Bursa'nın yeni sanayi bölgelerine ihtiyacı yok. Konut yerleşim bölgelerine ihtiyacı yok. Bununla beraber trafik yoğunluğu, insan yoğunluğunu, tarım ve su alanlarının yok oluşunu, hava kirliliğinin durması gerekiyor. Kendimizi, doğayı korumamız için önlem almamız şart. 

"Sıfır karbon çalışmaları artırılmalı"

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Sevim Yürüten, özellikle büyükşehirlerde görülen hava kirliliğinin endüstrileşme, yakıt kullanımı, hızla artan nüfus ve düzensiz kentleşmeyle artış gösterdiğini söyledi. Yerel yönetimler, sürdürülebilir kentleşme modelini benimsemesi gerektiğine değinen Yürüten, "Havamızı, sularımızı, toprağımızı korumak hem yasal hem vicdani sorumluluğumuzdur" ifadelerinde bulundu. 
Hava kalitesini artırmanın yollarına değinen Başkan, ifadelerinde şu sözlere yer verdi; "Hızla artan nüfus ve motorlu taşıt sayısı, düzensiz kentleşme ve plansız endüstrileşmeye paralel olarak hava kirliliği bazı yerleşim birimlerinde tehlikeli boyutlara ulaşmıştır. Son yıllarda özellikle büyük şehirlerimizde kullanılan yüksek kaliteli yakıtlar hava kirliliğini önemli bir çevre sorunu olmaktan çıkarmıştır.

Endüstrileşme ve fazla göç alma sonucu yoğun kentleşmeye bağlı olarak ortaya çıkan hava kirliliği uzun yıllar Bursa için bir problem olmuştur. Bursa'daki hava kirliliğinin kaynaklarının belirlenmesine yönelik etkili bir ayrım ortaya çıkarılması her zaman kolay olmamaktadır. Yapılan bilimsel çalışmalar ve Marmara Temiz Hava Merkezinin Bursa'da bulunan Uludağ Üniversitesi, Soğanlı, Kültürpark, Beyazıt Cad., Kestel ve İnegöl hava kalitesi izleme istasyonlarının ölçüm sonuçlarına göre sanayi, ulaşım, kirli yakıt kullanımı, evsel ısınma ve kontrolsüz yakma proseslerinden kaynaklanan emisyonların hava kirliliğine %80 oranında katkıda bulunduğu anlaşılmaktadır.

Bu kaynakların etkin bir şekilde kontrol altına alınmasıyla Bursa'nın hava kalitesinde önemli iyileşmeler olacağını göstermektedir. Özellikle sanayi emisyonlarının sıfır emisyon yaklaşımı ile ele alınması, ulaşımın temiz enerji kullanımı, akıcı trafik akışlarının sağlanması ve sıfır emisyon bölgelerini oluşturulması, kontrolsüz bertaraf ve yakma faaliyetlerinin kesinlikle kontrol altına alınması, kirletici vasfı yüksek yakıtların kullanımının önüne geçilmesi gibi etkin aksiyonlarla Bursa'nın hava kalitesinin iyileştirilmesi amaçlanmalıdır.

Yerel yönetimler, sürdürülebilir kentleşme modelini benimsemelidir. Bu modelde de şehirleşmenin çevre üzerindeki baskısının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılması, kentsel tasarımda ekolojik ilkelere uyulması, rüzgâr yönünün dikkate alınarak hava akışının sağlanması, atık oluşumunun azaltılması ve geri dönüşüm uygulamalarının yaygınlaştırılması, yeşil ulaşım, ağaçlandırma ve yeşil alanların artırılarak ormanlaşmanın sağlanması, sıfır karbon çalışmalarının artırılması, su kaynaklarının verimli kullanılması, atıksuların arıtılarak tekrar kullanımı, yağmur suyu hasadı ve gri su kullanımı esastır.
Havamızı, sularımızı, toprağımızı korumak hem yasal hem vicdani sorumluluğumuzdur."

Diğer Yaşam Haberleri için tıklayın


2022.06.05 13:40 - Son Güncellenme: 2022.06.05 14:04 - HABER MERKEZİ
A