Bursa'da yoğun bakımın fedakar çalışanları

Bursa'da yoğun bakımın fedakar çalışanları

Bursa'daki yoğun bakım ünitesinde çalışan sağlıkçılar, bekleyenlerin normal uyku sandığı yoğun bakım sürecini anlattı.

2017.03.10 15:19 - Son Güncellenme: 2017.03.10 15:19 - Bursa Bölge - HABER MERKEZİ
A
Bursa'da yoğun bakımın fedakar çalışanları

3. Basamak yoğun bakım süreci, bilhassa doktorlar için zamanla yarışılan, hasta yakınları için zamanın durduğu riskli ameliyatların ardından beklenen süre, genelde ölümle kalım arasındaki mücadele diye tanımlanır. Ameliyatın ardından doktorların "Uyutuyoruz veya uyanmasını bekliyoruz" dedikleri bekleyiştir.

Bekleyenlerin normal uyku sandığı yoğun bakım sürecini, konunun asıl kahramanları olan sağlık çalışanları anlattı.

Günün büyük bir kısmını yoğun bakım ünitesinde geçiren hemşireler, oturup kalkamayan hastaların yemek yemesinden, öz bakımlarına,  yatak banyosundan altlarının temizlenmesine kadar tüm ihtiyaçlarını karşılıyor.

Sadece Bursa'ya değil yaklaşık 6 milyon nüfusa sahip olan, Güney Marmara bölgesine, hitap eden Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi KVC Ek Hizmet Binası sorumlusu Başhekim Yardımcısı Doç. Dr. Cüneyt Eriş, "25 yıldır Bursa ve çevre illere kardiyoloji ve kalp cerrahisi alanında hizmet vermekteyiz. Bu süre zarfında birçok yeniliğe ve ilke imza attık.  Başarımızın sırrı aslında ekip çalışması, takım ruhu ile uyumlu çalışmamıza bağlı. Burada insanlar özverili şekilde çalışmakta. Doktorundan hemşiresine sekreterinden temizlik personeli, hizmetlisine kadar herkes üzerine düşenden çok daha fazlasını yaparak hizmet vermekteyiz. Her hasta bizim için kendi yakınımız kadar değerli. Burada çalışanlarımız, kendi anne ve babasına nasıl davranıyorsa hastalarımıza da o şekilde davranıyoruz." dedi.

"ONLAR MUTLU OLDUKÇA, BİZDE MUTLU OLUYORUZ" 

16 yıldır yoğun bakımda çalışan ve 8 yıldır Yoğun bakım sorumlu hemşiresi olan Funda Köroğlu, "Ameliyattan çıktıktan sonra hastalarımız anestezi eşliğinde direk olarak bizim yoğun bakıma geliyor. Direk solunum cihazına bağlanıyor. Tabi bu dönemde uyuyor hastalarımız. Onların uyanması bizim için çok güzel bir duygu. Tekrar hayata başlamış gibi. Uyandıktan sonra bazı testlerimiz var. Bu testlerden geçerse, hastamızı solunum cihazından doktorumuz eşliğinde ayırıyoruz. Onların ilk sularını biz veriyoruz. Solunum cihazına bağlı olduğu için bazen hareketlerle anlaşmaya çalışıyoruz. İlk cihazdan ayrıldıktan sonra birçoğunun söylediği 'Allah razı olsun', çok memnun kalıyorlar. Onların mutlu olması bizi de mutlu ediyor" dedi.

Köroğlu, "Hastalarımız bazen anestezinin vermiş olduğu etkiyle, normal davranışlarını bırakıp nerede olduklarını bilemiyor. Çalışan arkadaşlarımıza bu benim gelinim, oğlum gibi tabir edebiliyor ya da olmayan kişileri görebiliyorlar. Şurada benim oğlum var, Onu çağırın ben görüyorum siz niye göremiyorsunuz gibi. Ya da onlara yaptığımız tedavileri, ilaçları, taktığımız serumları, siz beni öldürmeye çalışıyorsunuz bunları takmayın gibi şeylerle de karşılaştıklarını" ifade etti.

"BURASI BAŞKA BİR DÜNYA" 

Daha önce genel cerrahi, ameliyathane, çocuk servisinde çalışan Özlem Doğanay, "Kalp damar yoğun bakım bambaşka bir dünya. Burada daha çok özveri, emek ve çalışma gerekiyor. Daha fazla ilgi bekliyor hastalarımız bizden. Yaşadıkları stres, ameliyat ya da gerginlik, pompaya girmelerinden dolayı hastalarımızın bilincini kaybettiği daha sonrada hatırlamadıkları olaylar yaşıyoruz. Sözlü olarak saldırıya uğradık. Hatta bir kere tekme bile yedim hastadan göğüs kafesime. 5 dakika boyunca nefes alamadım. Ameliyattan 3 gün sonra birşey hatırlamıyor amca. Böyle bir olay yaşadığının farkında bile değil"

Doğanay sözlerine şöyle devam etti:

"Eve gidince günü düşünmemek ve evladıma yansıtmamayı istiyorum. Yorgunluk ve vicdan olarak eve de taşıyoruz. Diğer birimlerde çalışırken böyle olmamıştı. Burada düşünüyorsun acaba o amca ne yaptı. Hastaları seviyoruz. Durumlarını merak ediyoruz. Mesela bir hastaya bakarken, ileride bende bu ameliyatı olabilirim gözüyle bakıyoruz. Yakınlarını yanına alamadığımız için bize tepkililer, ama biz enfeksiyondan koruma amaçlı kimsenin yakınını yanına alamıyoruz. Onlarda yakınları yanında olmayınca gerilebiliyor, sinirleniyor, korkabiliyorlar. Biz burada herkese annemiz babamız gibi bakıyoruz. Her ihtiyaçlarını gidermek için çalışıyoruz. Hastaların iyi olmaları için uğraşıyoruz, yani korkmalarına gerek yok. Evde insanlar anne babalarının altını almakta, ihtiyaçlarını gidermekte zorlanıyorlar. Biz burada kesinlikle kusursuz bir şekilde yapıyoruz. Sonuna kadar bize güvenmelerini istiyoruz.  Hastalarının emin ellerde olduğundan, emin olsunlar"

Diğer Bursa Haberleri - Bölge Haberleri için tıklayın


2017.03.10 15:19 - Son Güncellenme: 2017.03.10 15:19 - HABER MERKEZİ
A