Bursa'da terkedilmiş değirmen üretim üssüne dönüştü!
Bursa'da 12 yıl önce sadece duvarları kalan tarihi değirmeni satın alarak yeniden ayağa kaldıran Halil Ayar, ailesiyle ürettiği un ve unlu mamulleri Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyor.
2025.05.09 11:50 - Son Güncellenme: 2025.05.09 11:52 - Bursa Bölge - AA
Bursa'da yıllarca sürücü kursu işletmeciliği yapan Halil Ayar (56), şehir stresi ve kalabalıktan kurtulmak için 2009'da dedesine ait değirmeni işletmeye başladı.
Daha sonra yeni bir değirmen almak için araştırma yapan Ayar, Mustafakemalpaşa ilçesi Söğütalan Mahallesi'nde bulunan ve 350 yıldan fazla geçmişe sahip olduğu bilinen su değirmenini 2013'te satın aldı.
TARİHİ DEĞİRMENİ YENİDEN ÇARKLARIYLA BULUŞTURDU
Sadece duvarları kalan tarihi değirmeni restore ettirerek ayağa kaldıran ve yeniden çarklarını döndüren Ayar, burada unların da ata tohumu buğdaylardan öğütülmesi için arayışa girdi.
Ata tohumu araştırmalarıyla un yapımına uygun 5 tohumu tespit ederek ekim yapan Ayar, bu tohumları bölgedeki çiftçilere de dağıttı. Onların ürettiği buğdayları satın alıp bölge ekonomisine de katkı sağlayan Ayar, aile işletmesinde ürettiği un ile ekmek, erişte, tarhana gibi hamur işlerini Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyor.
Ayar ailesi, ayrıca yıllarca özlemini duydukları, şehir stresinden uzak kaz, ördek, tavuk ve köpekleriyle doğa hayatını sürdürüyor.
10 KİŞİYE DE İSTİHDAM SAĞLIYOR
İşletme sahibi Halil Ayar, sürücü kursu işletmeciliği yaptığını ancak tarım ve toprağa atadan aşina olduklarını söyledi.
Dedesinin de tohumculuk mesleğini yaptığını belirten Ayar, "Dedemin bana nasihatleri vardı. Ondan etkilenerek bu tohumlara sahip çıkma adına bu işe başlamaya karar verdim." dedi.
Ayar, değirmeni ailesiyle işlettiğini, 10 kişiyi de istihdam ettiklerini dile getirerek, "Gıda Güvenliği Hareketi Derneği teşvikiyle ata tohumuna yöneldim. Onların destekleriyle ata tohumlarını topladım. Bunların analizlerini yaptırdım. Bu tohumlardan un için uygun olanlarını seçtim ve bunları tarlalarında ekmeleri için köylülere dağıttım." ifadesini kullandı.
1863'TEN BUGÜNE GELEN TARİHİ DEĞİRMEN
Değirmenin tarihine ilişkin bilgi de veren Ayar, "1863 yılında Ahmet Vefik Paşa valiyken bu değirmenin kayıt altına alındığını öğrendim, tarihi bir değirmen. Daha önce ahşapmış, sonradan ben restore ettirdim." diye konuştu.
KİMYASAL KATKI YOK, DOĞALLIK VAR
Ayar, ürünlerde doğallıktan yana olduklarını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hiçbir kimyasal katkı kullanmıyoruz. Kadınlar hamurhanemizde bu ürünleri işliyorlar. Fırınımızda ekmeğimizi yapıyoruz. Türkiye'nin her yerine kargoyla gönderiyoruz. Daha önce büyük şehirlerde stresli bir hayat yaşadım. Kurduğum değirmen doğayla iç içe olmamı sağladı. Burada günlük hayat çok güzel. Şehrin stresi, gürültüsü, hava kirliliği yok. İnsanlara da hizmet etmek beni mutlu ediyor. Çocuklarım da çalıştıkları işleri bırakıp bu işe sahip çıkmak, bana destek olmak için yanımda çalışıyorlar. Hep beraber ailecek üretim yapıyoruz."
SU DEĞİRMENİNE İLK GIDA ÜRETİM İZNİ
Kendisinden sonra çocuklarının da bu mesleği devam ettireceğini, bu durumun kendisini mutlu ettiğini anlatan Ayar, "Türkiye'de su değirmenine ilk gıda üretim iznini ben aldım. Halkı da bu konuda teşvik ettim, eski değirmenlerin restore edilmesini istedim. Bu süreçte usta bulamayanlara usta gönderdim, kendim gidip yardımcı oldum." dedi.
Öne Çıkan Galeriler

Öne Çıkan Videolar
-
25:19
-
00:34
-
02:02
-
01:00
-
00:27
En Çok Okunanlar
- Tarih şimdiden verildi! Bursalıya hayır...
- 27 yıllık efsane adım adım iflas ediyor!
- Bursa Büyükşehir müjdeyi vermişti:...
- Bursa'ya an itibarıyla giriş yaptı: Sakın...
- BURULAŞ duyurdu: O gün hizmet vermeyecek!
- Emeklilik planınızı akıllıca yapın!
- Kimse beklemiyordu: Bir anda karar alındı!...
- Bursa'nın dev şirketine üst düzey atama!
- Tarlaya gittiler, gözlerine inanamadılar!...
- Gece yarısı Bursa'da korkutan kaza!
- Bursa için geri sayım başladı: En kısa...
- Bursa'da alacak verecek kavgasında...
- Bursa'ya uyarı üstüne uyarı! Kuvvetli...
- Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı açıkladı: 15...
- Bursalı SGK uzmanı Özgür Erdursun 'çok...