Bursa'da Akademik Oda Başkanları'ndan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mesajı

Bursa'da Akademik Oda Başkanları'ndan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mesajı

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle Akademik Oda Başkanları ve yöneticileri yaptıkları ortak açıklamada, kadınların çalışma koşullarının iyileştirilmesi, eşit değerde işe eşit ücret talebi, kadına şiddet ve kadın cinayetleri ile kadın işsizliği konularına dikkat çekildi.

2021.03.08 15:27 - Son Güncellenme: 2021.03.08 15:28 - Bursa Bölge - HABER MERKEZİ
A
Bursa'da Akademik Oda Başkanları'ndan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü mesajı

TMMOB Mimarlar Odası Bursa Şubesi Başkanı Şirin Rodoplu Şimşek tarafından okunan açıklamada, "Tüm dünyada, özellikle de yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde kazanılmış haklarımıza dönük yoğun saldırılara ve baskıcı politikaları ile bizi toplumsallıktan kopararak yaşamımız üzerinde kurulmak istenen denetime karşı "Hayatımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz" diyerek direniyoruz" denildi.

CHP Bursa Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Orhan Sarıbal'ın da katılımıyla BAOB yerleşkesinde gerçekleştirilen düzenlen ve Bursa Akademik Odalar Birliği bileşeni 28 oda başkanı ile yöneticisinin katıldığı basın açıklamasında, Birleşmiş Milletlerin (BM) Kadın Birimi'nin bu yıl 8 Mart Mücadele Temasını 'Kadın Liderliği ve COVID-19 dünyasında eşit bir geleceğe ulaşmak' olarak belirlediğini söyleyen Şimşek tarafından okunan ortak açıklama şöyle;

"Eşit ve Özgür Bir Hayatı Biz Kadınlar Kuracağız

Kadın Liderliği ve Kadının COVID-19 dünyasında eşit bir geleceğe ulaşması için mücadele ediyoruz!

Kadınlar hem toplumsal yaşamda hem de çalışma hayatında erkek egemen düzene karşı mücadele etmeye devam ediyor.

Kadınların çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve eşit değerde işe eşit ücret talebi ile İstanbul Sözleşmesi'nin ve 6284 sayılı yasanın etkin uygulanması için mücadeleyi ısrarla ve inatla sürdürüyor!

COVID-19 salgınının birinci yılında çalışma ve toplumsal hayatta derinleşen eşitsizliklere karşı sosyal politikalar geliştirmek yerine kadınların yaşadıklarının görmezden gelinmesi, kadınlara güvencesiz ve sendikasız çalışma biçimlerini dayatma hali devam ediyor.

Ancak kadınlar yaşamın her alanında her türlü eşitsizlikle mücadele etmeye devam edecekler!

Hangi meslekten hangi toplumsal kesimden olursa olsun kadına yönelik şiddet yaşamın tüm alanlarında ve yaygın olarak sürmekte, kadın cinayetlerinde cezasızlık kural haline gelmektedir.

Kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından fiziksel, psikolojik, ekonomik ve cinsel şiddete uğruyor, "intihar" denilen son derece şüpheli ölümlerle kadınların yaşamları çalınıyor.

Buna karşın yaşamlarını korumak için öz savunmasını kullanan kadınlar serbest bırakılmak yerine, ağırlaştırılmış cezalarla cezaevlerinde yaşamaya mahkûm ediliyor.

Biz kadınlar biliyoruz ki eşitlik ve özgürlük talebimiz erkek egemen hukuka sığmıyor,

Biz kadınlar; evde, işyerinde, sokakta cinsiyetçiliği ve tacizleri ifşa etmeye devam edeceğiz!

Tüm dünyada, özellikle de yaşadığımız Ortadoğu coğrafyasında ve ülkemizde kazanılmış haklarımıza dönük yoğun saldırılara ve baskıcı politikaları ile bizi toplumsallıktan kopararak yaşamımız üzerinde kurulmak istenen denetime karşı "Hayatımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğiz" diyerek direniyoruz.

8 Mart, dünyanın neresinde olursa olsun sömürüye, ayrımcılığa, baskıya karşı yürütülen, kadın haklarının kazanılmasında verilen direnişin simgeleştiği bir mücadele günüdür.

Eşitsizliğin, sınırsız tüketimin, sömürünün, yoksulluğun sistemleştiği; kapitalizmin, kadın ile kurduğu "ucuz emek-kutsanmış annelik" ilişkisinin neoliberal politikalarla tüm dünyada yeni kölelik koşullarının dayatıldığı bu dönemde, kadının varoluş mücadelesi çok daha anlamlı bir hale gelmiştir.

Bu yıl Birleşmiş Milletlerin (BM) Kadın Birimi'nin 8 Mart Mücadele Teması;

"Kadın Liderliği ve COVID-19 dünyasında eşit bir geleceğe ulaşmak"

Biz kadınlar; ülkemizde ve yaşadığımız şehirlerde, COVID-19 salgınıyla mücadele konusunda gösterdiğimiz muazzam çabanın karşılığında, tüm kadınları ve kız çocuklarını kapsayan eşit ve adil bir gelecek istiyoruz.

Kadınların kamusal hayata ve yaşamın her alanındaki karar alma mekanizmalarına  tam ve etkili katılımı için, cinsiyet eşitliğinin sağlanması için, eşit işe eşit ücret için, ücretsiz sağlık hizmetine ulaşım için , ücretsiz  bakım ve ev işlerinde eşit paylaşım hakkı için ve kadına yönelik her türlü şiddete son verilmesi için çağrı yapıyor ve mücadelemizi açıklıyoruz.

Kadın sağlık çalışanları, bakım verenler, dayanışma ağları ve salgınla mücadelede örnek gösterilen kadın devlet liderleri, COVID-19 kriziyle mücadelenin ön saflarında yer alıyorlar.

Yaşanan Covid krizi, hem katkılarının merkeziliğini hem de kadınların omuzlarındaki orantısız yükü bir kez daha gözler önüne sermiştir.

2020 yılının ilk aylarından itibaren hızla yayılan Covid-19 Pandemisiyle birlikte, tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de kadınların ev içi iş yükünün çok daha fazla arttığı gözlemlenmiştir. BM'nin Türkiye'de yaptığı araştırma sonucuna göre, salgın döneminde kadınların erkeklere oranla 4 kat daha fazla ev işi yaptığı, hasta ve çocuk bakımı gibi işlere de uzun mesailer harcadığı görülmektedir.

Kadınların ekonomiye katılımı, fırsat eşitliği, eğitim imkanları, sağlık hizmetlerine erişimi ve kadının siyasi alanda güçlenmesi kriterlerine göre düzenlenen 2020 Cinsiyet Eşitliği Raporu'na göre Türkiye 153 ülke arasında 130. sırada yer almakta, ekonomik hayata katılımda ise 136. sırada yer almaktadır. Yine rapora göre küresel anlamda kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olabilmesi için en az 100 yıl, erkeklerle eşit ücrete sahip olması için 257 yıl geçmesi gerekmektedir. 2021 Ocak ayı TÜİK'in açıkladığı verilere göre, ev işleri ile ilgilenen, aslında istihdam dışında kalan kadınlar bir önceki yıla göre, 1 milyon 547 bin azalmıştır. TÜİK'in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktan başka bir şey değildir.

Uluslararası Çalışma Örgütü (İLO) metodolojisinden yola çıkarak hazırlanan DİSK AR 2020 Raporu'nda ise, geniş tanımlı kadın işsizlik oranının %41'e ulaştığı, kadın iş gücünün %8, kadın istihdamının %6.3 ve ücretsiz izin uygulamaları nedeniyle, iş başında olan kadınların %10.7 azaldığı, ne yazık ki "Ümitsiz" işsiz kadınların (iş aramayı bırakan kadınların) sayısının %168.4 arttığı görülmektedir.

Kadın liderler ve kadın örgütleri, COVID-19'la mücadelede etkili bir liderlik ortaya koyabilmek için becerilerini, bilgilerini ve ağlarını ortaya koymuştur.

Bugün kadınların masaya farklı deneyimler, bakış açıları ve beceriler getirdiği ve herkes için daha iyi işleyen kararlara, politikalara ve yasalara yeri doldurulamaz katkılarda bulundukları her zamankinden daha fazla kabul görmektedir.

COVID-19 salgınıyla mücadelede, halk sağlığı ve daha geniş sosyo-ekonomik etkilerine yanıt vermede daha başarılı olan ülkelerin çoğunun başında kadınlar bulunmaktadır.

Kadın liderliğinin önündeki yeni engel: COVID-19

Dünyada sadece 20 ülkenin devlet veya hükümet başkanı kadın. Kadınların katılımı ve liderliğinin önündeki kalıcı sosyal ve sistemik engellere ek olarak, COVID-19 pandemisiyle yeni engeller ortaya çıktı.

Kadınlar artan aile içi şiddet, ücretsiz bakım görevleri, işsizlik ve yoksullukla karşı karşıya. Ön saflardaki çalışanların çoğunluğunu kadınlar oluştursa da, ulusal ve küresel COVID-19 politika alanlarında kadınlar eşit temsil edilmiyor. Kadın haklarını korumak ve pandemiye hazırlıklı olma ve müdahalede kadın liderliğinin potansiyelinden tam anlamıyla yararlanmak için, kadın ve kız çocukları tüm çeşitlilikteki bakış açıları, tüm alanlarda ve pandemiyle mücadelenin tüm aşamalarında politika ve programlara entegre edilmelidir.

Hep birlikte sesimizi yükseltmek, demokratik, özgür ve eşit bir dünya kurabilmek, aşağıdaki taleplerimizi haykırmak için mücadelemizi yükseltelim!

Kadın istihdamının önündeki engellerden olan bakım hizmetleri kadının üstünden alacak özel politikalar uygulanmalıdır.

Salgın döneminde, artan kadın işsizliğini azaltacak istihdam politikaları hızla hayata geçirilmelidir.

Kadın istihdamında tek seçenekmiş gibi sunulan esnek-güvencesiz ve kayıt dışı çalıştırmaya son verilmeli, güvenceli iş, güvenli yaşam koşulları sağlanmalıdır.

Yetki ve karar mekanizmalarında eşit temsiliyetin hayata geçirilmesi sağlanmalıdır.

Kadını eğitimden, istihdamdan, yaşamdan koparan, çocuk yaşta evliliklerin hızla artmasına yol açan 4+4+4 eğitim sistemi hemen iptal edilmelidir.

8 Mart kadınlar için ücretli izin günü sayılmalıdır.

İstanbul Sözleşmesi tartışmasına son verilmeli, sözleşme ve 6284 sayılı yasa etkin bir şekilde uygulanmalıdır.

COVID-19 aşısı en kısa sürede yaygın ve ücretsiz uygulanmalıdır.

Kadınların eşit ve özgür olduğu, sömürünün baskının ortadan kaldırıldığı bir gelecek için,

Hayatlarımıza sahip çıkmak için,

Emeğimiz, bedenimiz ve kimliğimiz bizimdir demek için,

Doğamıza ve yaşam alanlarımıza sahip çıkmak için,

Emeğimizi ve hayatı örgütlemek için,

Demokrasiyi, barışı, laikliği kazanmak için,

Evde, işte, okulda, tarlada, fabrikada, atölyelerde, emeği ve hakları için mücadele eden tüm kadınların 8 Mart mücadele gününü kutluyoruz.

Söyleyecek sözümüz, değiştirecek gücümüz var!

Yaşasın kadın dayanışması!"

Diğer Bursa Haberleri - Bölge Haberleri için tıklayın


2021.03.08 15:27 - Son Güncellenme: 2021.03.08 15:28 - HABER MERKEZİ
A