Bir iğne 3 can aldı

Bir iğne 3 can aldı

Adana'da down sendromu olduğu belirlenen 5,5 aylık ikizlerden birinin gelişimini durdurmak amacıyla kalbine yapılan iğne 3 kişinin ölümüne neden oldu.

2013.02.21 14:01 - Son Güncellenme: 2013.02.21 14:16 - Yaşam - HABER MERKEZİ
A
Bir iğne 3 can aldı

 


Operasyondan 2 gün sonra fenalaşan 36 yaşındaki Hatice Demet Buzpınar ile karnındaki diğer bebek de yaşamını yitirdi. Eşinin ve ikizlerin yetersiz ilgi ve yanlış teşhisten öldüğünü öne süren Eren Buzpınar (38) Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulundu. Buzpınar'ın doğum gününden 11 gün sonra öldüğü öğrenilirken, ihmalsizlikle suçlanan Prof. Dr. Cüneyt Evrüke, yaşananlardan büyük üzüntü duyduğunu ve komplikasyonun önüne geçilemediğini söyledi.

Dünyaca ünü bir tekstil firmasının Adana'daki fabrikada dış ticaret uzmanı olan Hatice Demet Buzpınar ile elektrik mühendisi Eren Buzpınar, 9,5 yıl önce evlendi. 8 yaşında Alperen adlı bir çocukları olan çift, bu kez ikiz bebek dünyaya getirmenin mutluluğuna hazırlandı. Çift ikizleri sağlıklı bir şekilde dünyaya getirmek için sadece Adana'da değil Türkiye çapında isim yapan Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı öğretim üyesi ve üniversitenin Balcalı Hastanesi'nde de özel statüde görev yapan Prof. Dr. Cüneyt Evrüke'nin özel muayenehanesine gitti. Ayda 2 kez yapılan rutin kontrollerde anne ve bebeklerin sağlık durumlarının iyi olduğu gözlenirken kötü haber, 'amniyosentez' testinde geldi.

Test sonucunda erkek ikizlerden birinde 'down sendromu' olduğu saptandı. Prof. Dr. Cüneyt Evrüke, çifte bebeğin kalbine iğne yapılarak gelişiminin durdurulabileceğini, ya da bu şekilde dünyaya getirebileceğini söyledi. Önlerinde 2 seçenek olduğunu ve kesin kararı vermeleri için 2 gün süre verilen çift, hiçbir risk olmadığı yönündeki güvence ışığında down sendromu bebeğin kalbinin durdurularak gelişiminin önüne geçilmesine karar verdi. 13 Şubat Çarşamba günü Balcalı Hastanesi'nde gerçekleştirilen 45 dakikalık bir operasyonla down sendromlu bebeğin kalbi iğne yapılarak gelişimi durduruldu.

Ertesi gün taburcu edilen Buzpınar, Cuma günü fnalaştı. Şinin ateşinin 39,6'ya kadar yükseldiğini gören Eren Buzpınar, ilaç verip duş aldırarak ateşini 37,6 dereceye kadar düşürdü. Doktorun "İsterseniz hastaneye yatıralım" önerisi genç kadın tarafından reddedildi. Cumartesi günü de aynı sorun tekrarlanınca Buzpınar Balcalı Hastanesi'ne yatırıldı. Hatice Demet Buzpınar, 18 Şubat'ta ameliyata alındı. Ameliyat esnasında Eren Bozkurt'un izni ile bebeklerin yanı sıra Buzpınar'ın rahmi de alındı. Ameliyatın ardından yoğun bakıma kaldırılan Hatice Demet Buzpınar, kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.

Anne ve bebekleri yapılan otopsinin ardından gözyaşları arasında toprağa verilirken Eren Buzpınar, hastane ve doktor aleyhinde suç duyurusunda bulundu. İkizlerden birinin down sendromlu olduğunu öğrendiklerinde önlerine iki seçenek sunulduğunu anlatan Eren Buzpınar, "Doktorun (amniyosentezin riski neyse bunun da riski var) sözü üzerine down sendromlu bebeğin gelişimin durdurulmasına karar verdik. Operasyon sonrası fenalaşınca yeniden hastaneye götürdük. Kanaması başlayınca ameliyata alındı. Ameliyat sıraında rahminin alınması için izin istediler. Başarılı bir ameliyat geçtiğini söyleyerek oğun bakım ünitesine aldılar" dedi.

Ameliyattan bir süre sonra anons yapılarak çağrıldığını belirten Buzpınar, "(Kalp ritminde bozulma oldu. Gerekli müdahale yapıldı) dediler. 15 dakika sonra yeniden anons yaptılar. Doktorla görüştüğümde eşimin vefat ettiğini öğrendim. Bu operasyonu n riski olmadığını söyledikleri için kabul etmiştik. Doktorumuzun yeterli ilgiyi göstermemesi, tahliller sonucu gerekli verilerin olmasına rağmen doğru teşhis koyamadıkları eşimi ve karnındaki bebeğimizi kaybettik. Bu olayda ihmalleri bulunanların belirlenmesi için suç duyurusunda bulundum" diye konuştu.

Hakkındaki ihmal iddialarını kabul etmeyen Prof. Dr. Cüneyt Evrüke ise, "Aileye isterlerse bebeklerden birinin down sendromlu, birinin normal doğabileceğini veya ikisini birden alabileceğimizi, yahut bir gebeliği sonlandırıp diğerini devam ettirebileceğimizi söyledim. Aile down sendromlu gebeliğin sonlandırılmasını istedi. Bunun risklerini anlattım. Enfeksiyon veya düşük olabileceği gibi şeyleri anlattım. Gebeliğin sonlandırılmasıyla ilgili de sorun yaşamadık. Taburcu olup gittikten sonra, hastanın ateşi olması üzerine beni aradılar. Ben de bu durumu önemsediğim için Balcalı Hastanesi'ne gitmelerini önerdim. Oradaki ekip hastanın takibini yaptı, bebeklerden birinin kalbinin attığını, problem olmadığını, ateşi olmadığını söylediler. Ancak bir gün sonra muhtemelen ana rahminde değişik olaylar gelişerek problem çıkıyor. Pazartesi sabah ben muayene ettiğimde hemen hastanın ameliyata alınması gerektiğini söyledim. Kalbi durdurulan bebeğin ikizi de sıkıntıya girmişti. Annenin kanaması vardı. Acilen apar topar ameliyata aldırttım. Ameliyata da Balcalı'da hocalarımızla birlikte girdik. Böyle bir durumda ben de girmek zorundayım ve girdim. Fakat ameliyat sırasında her şey yolunda gitmesine rağmen, ameliyattan sonra yoğun bakımdayken ani bir kalp krizi ve kalp durması nedeniyle anneyi kaybettik. Kimse böyle bir şeyi istemez. Bu işi hiç bilmeyen birisi değilim. Aile acılı oldukları için haklı. Ben de olsam aynı tepkiyi gösteririm. Ailenin de doğal olarak bilmediği şeyler var. Her şeyin olduğu gibi ameliyata girerken de riski var. Ben aileye riskten bahsettim. Her şey prosedüre uygun yapıldı. Bu işi yıllardır yapıyoruz ama bu sefer kötü gitti. İstemediğimiz bir komplikasyon oluştu. Benim 5 aydır takip ettiğim bir hastaydı. Ben de çok üzgünüm" şeklinde konuştu.

Ailenin iddiaları üzerine geniş kapsamlı idari soruşturma başlattıklarını açıklayan Balcalı Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yeşim Taşova ise şunları söyledi; "Hasta, ikiz gebelik nedeniyle özel bir muayenehanede takip edilmiş. Bu hasta 22 haftalık gebelik ve ateş şikayetiyle hastanemize geliyor. Geldiği gün hastanın ateşi nedeniyle antibiyotik tedavisine başlanıyor. Bir gün sonra hastanın yoğun kanaması başlaması üzerine gebeliğinin sonlandırılması için ameliyata alınıyor. Bu ameliyatta yumurtalığın ve rahmin çıkartılmasına karar veriliyor. Bu müdahalenin ardından hastanın genel durumunun kötüleşmesi, tansiyonun düşmesi üzerine hasta yoğun bakıma alınıyor. Hasta yoğun bakımda yapılan tüm müdahalelere karşın yaşamını yitirdi. Savcılığa intikal eden bu olay üzerine biz de çok yoğun ve geniş bir şekilde idari soruşturmaya başlattık. Gerçekten çok üzücü bir olay. Ailesine başsağlığı diliyorum."

Diğer Yaşam Haberleri için tıklayın


2013.02.21 14:01 - Son Güncellenme: 2013.02.21 14:16 - HABER MERKEZİ
A