AYDINLAR SİNEMAYI KONUŞTU
Bursa Gazeteciler Cemiyeti ile Nilüfer Belediyesi'nin birlikte düzenlediği Aydınlarla Yüz Yüze Söyleşileri'nin konusu bu kez sinemaydı.
2011.02.23 15:08 - Son Güncellenme: 1970.01.01 02:00 - Bursa Bölge - HABER MERKEZİ
Mine Ergen'in yönettiği ve "Yüreğimin Orta Yeri Sinema" başlığı altında yapılan söyleşiye Türk sinemasının iki ünlü yönetmeni Yavuz Özkan ile Ümit Efekan ve ünlü oyuncu Şerif Sezer katıldı. Söyleşinin girişinde Mine Ergen'in konukları tanıtması ve yaptıkları, oynadıkları filmler konusunda bilgi vermesinin ardından sözü Yavuz Özkan aldı. Son yıllarda panellerden uzak durduğunu, ama bu kez Bursa Gazeteciler Cemiyeti ile Nilüfer Belediyesi'nin isteğini geri çeviremediğini belirten Özkan, şöyle konuştu:
"Bu ülkede konuşmak, tartışmalara katılmak doğrusunu isterseniz anlamlı görünmüyor bana. Eskiden çağrıldığım her toplantıya hevesle, istekle gider, sinemanın ne olduğunu veya ne olması gerektiğini anlatmaktan heyecan duyardım. Türkiye'de 1980 öncesinde üniversitelere, kulüplere, derneklere, kim çağırmışsa gittim. Yedi yıl Fransa'da kaldım, 1980 sonrasında. Orada da FKP'nin (Fransa Komünist Partisi), FKP'nin gençlik örgütlerinin, üniversitelerin çağrılarına hep olumlu cevap verdim. Bu toplantıların Avrupa'yı ve Avrupalı düşüncesini anlamama katkısının olduğunu düşünüyorum. Bu toplantıların hem böyle bir yararını gördüm, hem de oralarda, sinema bakımından önem taşıdığını düşündüğüm farklı toplumsal dinamikleri tanıma fırsatım oldu. Şimdi ise, öyle bir ülkede ve ülkenin öylesi bir zamanında yaşıyoruz ki, insanların karşısına sözle çıkmak hiç çekici gelmiyor. Pekiyi, konuşmayacağız da ne yapacağız? Bilmiyorum ama, söz yerine, konuşmak yerine, ne kadar yapabiliyorsak üretmek, ne kadar yapabiliyorsak ortaya eserler koymak ve bunların üzerinden insanlara seslenmek çok daha doğru görünüyor. Kafası karışmış insanımıza ürettiklerimiz yoluyla ulaşırsak, ürettiklerimizi paylaşırsak, hayatı değiştirmeye de bir yerinden katılmış olabileceğimizi düşünüyorum. Her hikayenin bir sessizlik anı vardır ve hikaye başka yerde değil o sessizliktedir. Bugünkü kaotik ortamda nereye gittiğimizi veya gitmemiz gerektiğini de belki susarak daha iyi anlayabileceğiz. Bu bakımdan konuşarak değil susarak, dinleyerek kavramaya çalışıyorum zamanımızı".
Yavuz Özkan, biri soru üzerine şunları söyledi:
"Sanatın dünyayı bir anda değiştirmesi beklenemez. Sanatın böyle bir gücü yoktur. Geriye gidişten söz edildi, evet ama şunu da görmek gerekir ki, yeni bir çağa girdik! Türkiye'nin dünya ile arasındak mesafe ortadan kalkmadıysa da çok kısaldı. Ülkemizde de, dünyada da insanların talepleri artık bir merkezden doğuyor, orada şekilleniyor. Yalnız sinema konusunda değil her alanda ciddi bir gerileme var dünyamızda. Sanatın bunu bir anda tersine çevirmesini, herkese bir anda doğruyu, iyiyi, güzeli anlatmasını beklemek olmaz. Önümüzdeki aylarda vizyona girecek filmimde bu konu tartışılıyor. Bir 68'li, bir manifesto ile gençleri bir alanda toplanmaya çağırıyor. Geliyor insanlar, ama manifestodan etkilendiklerinden değil o alanda toplanmak istediklerinden geliyorlar. Manifesto sahibine diyorlar ki, "Siz durmadan dünyayı değiştirmekten söz ediyorsunuz; biz yalnızca müzik yapmak, yalnızca film yapmak, yalnızca sanat eseri üretmek istiyoruz. Bir film, bir beste, edebiyat veya resim dünyayı değiştirebilir mi?" Hayır" diyor, manifestoyu yayınlayan: " Hayır! Ama bir film, bir sanat eseri "biz dünyayı değiştirmek istiyoruz ve buradayız" diyecektir diğerlerine, başkalarına; hepsi bu kadar bu kadar! Ama belli mi olur! Sanat, biz buradayız, dünyayı da değiştirmek istiyoruz, diyecektir, ama belli de olmaz, belki gerçekten dünyayı da değiştirebilir!"
"ELİMDEN OYUNCULUK GELİR"
Yavuz Özkan'ın ardından söz alan ünlü oyuncu Şerif Sezer, yıllardır sahnede olmakla birlikte sinemaya uzun zaman uzak durduğunu, başladıktan sonra da oynadığı filmler dolayısıyla mutlu olduğunu söyledi. Sezer şöyle konuştu:
"Çok konuşkan biri değilimdir. Elimden oyunculuk gelir, onu yaparım. Ama oyunculuk üzerine olsun, çok uzun boylu konuşmamı beklemeyin lütfen. Şu kadarı açık: Oynamayı çok seviyorum. Tiyatro ile başladım oyunculuğa. Sinema oyunculuğunu asla düşünmüyordum o zamanlar. Biz tiyatro oyuncularının, tiyatro topluluğunun Yeşilçam'ı küçümsediği zamanlardı bunlar. Sinema için ilk teklifi Sinan Çetin'den aldım, ama "hayır" dedim ona. Çok şaşırdı, "Ben sana sinemada oynamayı teklif ediyorum, kabul etmiyorsun öyle mi?" dedi. Sinan Çetin eski arkadaşım, gene de teklifini benimsemekte zorlanmıştım. "Evet, Sinan. Tam da söylediğin gibi, kabul etmiyorum" dedim. Sonra, aradan beş, altı yıl geçtikten sonra gene onun bir filmi ile başladım sinemaya. "İş kopyaları" vardır sinemada. Yönetmen oyuncuya göstermez, oyuncu da görmek istemez bunları. Bildiğimiz filmin ham hali, işlenmemiş halidir. İlk filmimde oynarken stüdyoda bunları görünce, "nedir" diye merak ettim. Sinan yok, kimse de uyarmadı "izleme" diye. Aman Allahım! "Bir daha sinema mı? Asla!" demişim... Uzun zamandır sahnedeyim, ama öyle çok filmde oynamadım. On beş, on altıdan fazla, yirmiden kesinlikle azdır oynadığım film sayısı. Bu filmlerde oynadığım için çok mutluyum".
"YEŞİLÇAM'DAN GÜZEL ŞEYLER ÖĞRENDİK"
Yönetmen Ümit Efekan, Türk sineması ve Yeşilçam'ın farklı süreçlerini, farklı dönemlerini değerlendirerek başladığı konuşmasında, "Yeşilçam her şeye karşılık güzel şeyler öğretti bize" dedi.
Efekan, şöyle konuştu:
"1985 yılıda, bir yandan okula, bir yandan da sinema setlerine gidiyordum. Bunda ağabeyim Efgan Efekan'ın ünlü bir oyuncu olmasının da payı vardı kuşkusuz. Ağabey torpili vardı arkamda ne de olsa. O dönemin sineması hepimize bir şeyler öğretti diye düşünüyorum. Farklı bir dönemdi; sevgi, saygı esasına dayanan, bunu da sonuna kadar koruyan bir dönem. Mesela ünlü ikililer vardı, hepiniz hatırlayacaksınız, başrolleri kadın erkek paylaşırlardı. Bize şehirde yaşamanın, insanlara nezaketle davranmanın esaslarını öğrettiler o filmleriyle. İşte 1965 yılında, dediler ki, madem gelip gidiyorsun buralara, bu işin mutfağına sokalım seni dediler. Mutfak, bir filmin tüm teknik işlerinin yapıldığı yer, stüdyo. Orada şut toplamayla başladım işe. Şut, çekilip ortaya bırakılan film parçalarına deniyor. Şut topladığım ilk gün, karşıma Yılmaz Güney çıktı. Onu anlatmaya dilim yetmez. Sonra dost olduk Yılmaz Güney ile. Sinemamıza neler kattığını herkes biliyor. Hem işi sevdiğim, hem de Efgan'ın kardeşi olduğum için sinemamızın ünlü yönetmenlerinin yanında asistanlık yapma şansım oldu. Osman Sedan, Zeki Öktem, Metin Erksan gibi sinemanın devleri ile çalıştım. Asistanlık yönetmenliğe geçişim Müjde Ar sayesinde, onun teklifi ve biraz da itelemesi ile başladım. Güzel filmler, insanı ihmal etmeyen filimler yaptığımı düşünüyorum. Yeşilçam'da birbirinden ayrılan, birbirinden farklı dönemler vardır. Her dönemin ayrı güzel tarafları oldu. Yılmaz Güney ve Yavuz Özkan gibi yönetmenler, toplumsal sinemayı getirdi. Bu alanda bir çığır açtılar. Onlardan da çok şey öğrendim, bir yönetmen olarak. Yavuz Abi (Özkan), ne kadar az film yaptıysa ben o kadar çok film yaptım. Yavuz Abi seçmeci oldu. Her seneryo için kameranın arkasına geçmedi. Çevirdiğim filimler içinde mesela "Madde 438" vardır. Bu filmde son günlerde gazetelerde okuduğumuz Mardin'deki hikayenin bir benzeri konu ediliyordu. Tecavüze uğrayan ve yaralanan bir kadınla ilgili davada, kadın konsomatris diye suçluya ciddi bir ceza indirimi uygulanmıştı. Film bunu eleştiriyordu. Sonuçta o kadar etkili oldu ki, 438. Madde Türk Ceza Yasası'ndan çıkarıldı. Bugün öyle bir madde yoksa, bu o film sayesinde oldu biraz da. Sonra, Halkalı Köle filmim var: Bekir Yıldız'ın bir hikayesinden senaryolaştırılmış. Toplumsal sorunları sinema çerçevesinde ele alan filmlerdi bunlar. Halkalı Köle yurtdışı ve yurtiçinde ödüller aldı. Bundan da doğal olarak çok mutlu oldum. Fatma Girik'in, SHP'den Şişli Belediye Başkanı seçilmesinde payı olan "Her Devrin Kadını"nı çektim. O filmin gördüğü ilgiden de yine çok mutlu oldum. İnsana dokuna, insanı anlatan, insanı insan olarak ele alan filmler yapmaya çalıştım".
Öne Çıkan Galeriler

Öne Çıkan Videolar
-
00:59
-
03:33
-
01:14
-
01:26
-
01:52
En Çok Okunanlar
- Bursa'da eğitim camiasını yasa boğan...
- SGK, emeklilere 3 gün süre verdi!
- Kabinede değişecek isimler belli oldu!...
- Kirada oturan emekliye müjde: Ev sahibi...
- Bursaspor camiasını yasa boğan ölüm!
- İstanbul Beşiktaş'ta istinat duvarı 8...
- Marmara Denizi'nde ürküten görüntü! Büyük...
- Bursa'da motosiklet ile silahlı saldırı!
- Bursa'da ehliyetsiz sürücü kurbanı kız...
- Kandilli Rasathanesi açıkladı: İşte...
- Uludağ'da şok olay! Genç kız kayak...
- ABD'de kaybolan uçak bulundu: Buza çakıldı!
- Uzman isimden Bursalıların uykularını...
- Feci kaza araçlar kafa kafaya çarpıştı, 1...
- Başkan Bozbey: Konut yalnızca dört duvar...