Alfabeye bir harf daha...

Alfabeye bir harf daha...

Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süleyman Solmaz, alfabeye yeni sesler ilave edilmesi söz konusu ise nazal n'ye de bir karşılık verilebileceğini söyledi.

2013.10.14 13:42 - Son Güncellenme: 2013.10.14 13:42 - Yaşam - HABER MERKEZİ
A
Alfabeye bir harf daha...

Solmaz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, iyi niyetle yapıldığını düşündüğü Demokratikleşme Paketi'nin ülkeye hayırlı olmasını diledi.

Dilbilimsel açıdan Türkçe'deki bütün seslerin alfabede olmadığını ifade eden Solmaz, Türkiye'de birçok Türk boyu yaşadığını, onların da alt birimlerinin bulunduğunu belirterek yörelere, köylere göre, farklı lehçelere sahip olduğunu ifade etti.

Batı Oğuz grubu lehçelerinde "nazal n" denilen sesin olduğunu ifade eden Solmaz, arka damaktan çıkartılan bu sesin Osmanlıcada sağır kef'le yazıldığını, trankripte n'nin üzerine özel bir işaret konularak "Ñ/ñ" şeklinde gösterildiğini kaydetti.

Zamirlerde yönelme durumu ek(-e) geldiğinde "ben baña, sen saña" derken nazal n sesi çıktığını dile getiren Solmaz, "Öñ, soñ, öñce, soñra, añılmak, yañılmak" gibi kelimelerde görülen, halkın çok yaygın olarak kullandığı fakat yazı dilinde olmadığı için unutulmaya yüz tutmuş nazal n'nin de alfabeye eklenmesi gerektiğini savundu.

Alfabeye ilave edilmek istenen harflerin belli bölgelere yönelik çalışmaların sonucu gibi göründüğünü dile getiren Solmaz, şöyle konuştu:

"Biz Türk dünyası ile 1990'larda ortak bir alfabe oluşturulması ihtiyacını hissettik. Türk dünyası ile anlaşabilmek için alfabemizde birtakım harflerin olması gerektiğini düşündük. 1992'de Ankara'da yapılan Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Toplantısında, q, x, ñ, é, w harflerinin Türk alfabesine eklenmesi kararlaştırıldı. O zaman Meclis'te birtakım çalışmalar yapıldı ama sonuçlanmadı. Türk dünyasındaki sesleri karşılayabilmek için bu yapılmadı. Alfabeye ses ilave edilecekse Türk dünyası ile ortak bir alfabeye gidilmeli, ilmi olarak."

İnsanların konuştuğu gibi yazmadığını, fakat yazdığı gibi konuşmaya çalıştığını ifade eden Solmaz, Türkçe'de bir "nazal n" sesi olduğunu vurgulayarak "İnsanlara nereli olduğunu sorduğumda, Deñizliliyim diyor, n'yi genizden söyleyerek. Kitabını getirdim diye yazdığımızda burada bir anlam karmaşası oluşuyor; kitap kime ait? Anadolu insanı bunu 'nazal n' ile çözmüş. Kitabıñı getirdim dediğimde, senin kitabın olduğu anlaşılıyor. Ama biz buna bir zamir getirerek hallediyoruz" diye konuştu.

Yazı dilinin birleştirici dil olması gerektiğini savunan Solmaz, "Bu ülkede yaşayan herkesin ağızlarında olan sesleri alfabeye koyarsak, her halde içinden çıkılamaz bir keşmekeş oluşur. Öyle deyil mi diyoruz, öyle değil mi yazıyoruz. Nazal n'li kelimeler şu anda n ile söyleniyor. Artık o n'ye dönüşmüştür, ben sadece tarihsel metinleri anlatırken bunu öğrenciye veriyorum. Bugün alfabeye yeni sesler ilave edilmesi söz konusu ise nazal n'ye de bir karşılık verilebilir" dedi.

Solmaz, pek çok Batı dilinde var olan Q, W, X harflerinin Azerbaycan alfabesinde kullanıldığını, ñ'nin Batı dillerinde yer aldığını kaydetti. 

Diğer Yaşam Haberleri için tıklayın


2013.10.14 13:42 - Son Güncellenme: 2013.10.14 13:42 - HABER MERKEZİ
A