Salı gecesinden bu yana Bursaspor'da yaşanan gelişmeleri herkes biliyor.

Teksas bunu dedi.

Başkan şunu dedi.

Sonra Teksas açıklama yaptı.

Ardından Başkan Danışmanı, yönetim imzalı bir açıklama yayınladı.

Bundan 1 saat 17 dakika sonra Emin Adanur, şahsi sosyal medya hesabından, özetle, "Susalım ve sadece işimize bakalım. Bakalım ki, Bursaspor kazansın!" diye yazarak, "yola devam" mesajı verdi.

Bundan birkaç saat sonra, yönetim imzalı sert açıklama silindi!

GERGİN BEKLEYİŞ 22 SAAT SÜRDÜ

Baktığımızda;

Yaklaşık 22 saat süren bu gergin bekleyiş, yoğun toplantılar sonucunda sona erdi.

İyi ki de sona erdi.

Yoksa, camia çok sıkıntılı bir sürece girecekti.

O zaman da 18 günlük emek ziyan olup gidecekti.

Ayrıca, Bursaspor'un bu kritik süreçte, yeni bir kongre ortamına girmesi büyük bir kayıp ve de kaos olur.

Sonra da, zaten "Atı alan Üsküdar'ı geçer!"

Biz de kaçan trenin ardından öylece bakakalırız!

ARMANIN BEKASI İÇİN...

Buradan yargı dağıtacak halimiz yok!

Herkes gelişmeleri sosyal medyadan gördü/ biliyor.

Buradan "haklı" veya "suçlu" aramak yerine, armanın bekası için; camia olarak kenetlenebilmek çok büyük önem taşıyor.

AYRIŞMA DEĞİL, BİRLİK OLMA ZAMANI

Yönetim lideri Emin Adanur saat 21.38'deki tweet zincirini yazmadan 38 dakika önce, dün akşam şöyle bir tweet attım:

"Gün; ayrışma değil, birlik olma zamanı...

#BursasporBirOlmazsaYokOlur" diye...

Zira, kendi içinde, yani;

Taraftarla yönetim arasında derin bir cephe açılırsa, o camianın başarılı olması imkansız gibi bir şey olur!

Bunu hepimiz çok iyi biliyoruz.

Çünkü;

Bu tür iç çekişmeler armaya zarar verir!

Malum...

Başarının temel şartı, öncelikle huzurlu bir ortamın olmasıdır.

Unutmayalım ki;

2010'daki tarihi şampiyonlukta; yönetim, teknik heyet, takım, taraftar ve yerel medya dediğimiz, camianın 5 halkası, tek vücut olunca, Süper Lig şampiyonluğu geldi.

1.Lig'de 3.sezonuna girmeye hazırlanan yeşil-beyazlılar, Süper Lig'e dönüş biletini almak istiyorsa;

Öncelikle iç barışı sağlamak durumundadır.

Bu camia ki;

Bazen kan kussa da, "kızılcık şerbeti içtim" demiş, armaya zarar gelmesin diye mücadele etmiştir.

Kongre sonrası Adanur ve ekibinin olumlu hamlelerini ve şeffaf yönetim anlayışını alkışlamıştık.

ARADA BÜYÜK FARK VAR!

Ardından...

Salı gecesi, her maça ayrı reklam kampanyası kapsamında, Bursalı işadamlarından; şort, kol ve göğüs reklam alanları için harekete gen Bursalı firmalar, sadece 24 saat içinde toplamda 1 milyon 215 bin liralık bir reklam geliri oluşturdu.

Bu heyecan dolu katılım hepimizi daha da umutlandırdı.

Zira, Bursa firmaları, formaya reklam kampanyasına biraz daha ilgi gösterse, kulüp için müthiş bir maddi kaynak oluşturulmuş olacak!

Oysa...

5 Mart'ta başlayıp 16 Haziran'da sona erdirilen Hatıran Yeter Kampanyası'nda 104 günde sadece 1 milyon 167 lira toplanabildi!

Yukarıda yazdığım, formaya reklam kampanyası bile, camianın içini kıpır kıpır etti!

İşler bu kadar umut dolu giderken, öyle veya böyle, bir gecede yaşanan olumsuz gelişmelerle bir çuval incirin berbat edilmesine izin verilmemeliydi.

Nitekim;

Bu kriz, şimdilik aşılmış gibi görünüyor.

Ancak, bundan sonra herkes daha sakin olur ve konulara itidalli yaklaşırsa, sonunda kazanan yine Bursaspor olur.

BİRLİK VE BERABERLİK ZAMANI

Bunun için de;

Birlik ve beraberlik içinde olup, camia olarak ortak hedefe kilitlenmek gerek.

Zaten, "Bursaspor tökezleyip yere düşse de, gülüp eğlensek" diye bekleyen dış mihraklar varken, bir de kendi içimizde cephe açmayalım!

BAŞKA ÇARE VAR MI?

Emin Adanur, "tahtayı mutlaka açacağım" diye göreve gelirken, 44 dosyayı 1 haftada 32'ye düşürdü.

Tahtayı açma çalışmaları yoğun bir şekilde sürerken;

Yiğidi düştüğü yerden kaldırabilmek için kenetlenmekten ve de tek yürek olmaktan başka çaremiz var mı?

Zira, biz kendi kendimizi yersek, ileride, uğruna kavga edeceğimiz bir Bursaspor da kalmayacak!

Öyle ya;

Yastık giderse, neyin kavgasını vereceğiz ki!