Balıkesirspor'la birlikte evinde 4'te 4 galibiyete imza atan 2 takımdan biri olan Bursaspor'un deplasman karnesi için aynı şeyleri söylemek maalesef mümkün değil!..
Timsah, ligin 8 haftasında ilk ve tek galibiyetini Eskişehir'de almıştı.
3.haftadan sonraysa...
Adana Demir ve Altay deplasmanlarında uğranan hüsranı, yeşil-beyazlı camia, hatırlamak bile istemiyor!..
Erken yenen goller ve dış sahada sergilenen kötü futbol, herkese;
"Bursaspor, neden dışarıda bekleneni veremiyor?" sorusunu sorduruyor.
Oysa, silinen 3 puanı bir tarafa bırakırsak...
Timsah; lider Hatay (17 puan) ve takipçisi Akhisar (16) ile birlikte, 5'er galibiyet elde eden 1. Lig'in 3 takımından biri.
Evet, Bursaspor'un, puan durumundan 3 puanı silindi.
Ama, statü gereği galibiyet sayısı veya golü silinmedi.
Yeşil-beyazlılar, bu cumartesi günü Esenyurt'ta İstanbulspor'a konuk olacak.
Hani, ilk hafta genç kadroyla F.Karagümrük'e 3-1 yenilmemize rağmen, futbolu beğenilen Genç Timsah'ın oynadığı Esenyurt Necmi Kadıoğlu Stadı var ya...
İşte, Bursaspor, yine aynı statta İstanbulspor önünde galibiyet arayacak.
Ancak bu sefer Timsah'ın kadrosu, o günkü takıma oranla çok farklı!..

KOŞUKAVAK'IN ESKİ TAKIMI
-İstanbulspor'un özelliği nedir?
Yalçın Koşukavak'ın 2015-18 yılları arasında 3 sezon çalıştırdığı eski takımı...
47 yaşındaki teknik adam, 114 maça çıktığı Boğalar ile 1,77 puan ortalaması tutturmuştu.

PUAN ORTALAMASI 1,5
Şu an Bursaspor'un başında, ligde 8 haftada topladığı 12 puanla; 1,5 puan ortalaması yakaladı.
Silinen 3 puan silinmeseydi; puan ortalaması 1,87 olacaktı.
Oysa, biliyoruz ki;
Ligde ilk 2'ye girmek ve Süper Lig'e doğrudan istiyorsan, en az 2 puan ortalamasına ulaşman gerek.
Bu da evinde kazanıp, deplasmandan en az 1 puan getirmenle mümkün olabilir.
Şimdi gelelim bu haftaki maça...

EN İYİ YALÇIN HOCA TANIR
Bu karşılaşma için çok şey söylemeye gerek yok aslında...
Burada top, artık Yalçın Hoca'da...
Zira, 1. Lig'de görev yapan 17 teknik adam (gönderilenlerle birlikte hadi 23-24 antrenör diyelim) içinde İstanbulspor'u Koşukavak'tan daha iyi tanıyabilen bir hoca olabilir mi?
Aradan 1 yıl 4 ay geçmiş olsa  da, Yalçın Hoca, sarı-siyahlı ekibin röntgenini en iyi çekebilecek teknik direktördür.
O nedenle, Koşukavak'ın, rakibi en ince ayrıntısına kadar takımına anlatacağını ve ona göre bir oyun planı hazırlayıp, oyuncularına ezberleteceğini düşünmek herhalde "kehanet" olmaz!

TOP SENDE HOCAM
İşte bu sebeple başlığımı;
Sen anlat Yalçın Hocam!
Yani, "bu maçta, top sende" anlamında attım.
Hocanın; stoper, ön libero, kanat ve forvet gibi mevkilerde yapacağı seçimler, yani kadro tercihi ve sahaya yansıtacağı oyun anlayışı, kulübeden sahaya göndereceği hamle oyuncuları, büyük ölçüde belirleyici olacak.
Bizim, hocanın işine karışmak gibi bir düşüncemiz olamaz.
Sadece, sahada gördüklerimizden yola çıkarak, fikir cimnastiği yapıyoruz.
İLGİNÇ VERİLERE SAHİP
İstanbulspor'a baktığımızda ilginç veriler göze çarpıyor:
Mesela;
-14 golle; ligin en çok gol atan 4 takımından biri...
Ancak;
-Yediği 13 golle de ligin en çok yiyen 4 takımından biri...
Zaten o yüzden 11 puanla 9. sırada...

TAM BİR LOTO TAKIMI
Ayrıca...
-5 beraberlikle; ligin en fazla berabere kalan takımı...
Ligde 5 haftadır yenilmeyen (2G, 3B) Boğalar, evinde oynadığı 4 maçtaysa sadece 1 kez kazanmış ve 3 defa berabere kalmış.
Hani, beraberliklerin bilindiği "loto" oyunu vardı ya..
İşte, sarı-siyahlılar da tam bir "loto takımı" gibi...
Sahasında sadece 3. haftada Giresun'u 2-1 yenen İstanbulspor, evindeki diğer 3 maçtaysa berabere kalmış.
İşin ilginç tarafı da;
Boğaz ekibinin, yalnızca 1 yenilgisi var; o da 3. haftada Ümraniyespor'a son dakikada yediği golle kaybettiği 2-1'lik maç...
Bir başka ilginç veri de;
İstanbulspor'un 5 beraberliğinin 4'ü 2-2 bitmiş, biri 1-1...

HEM ATIYOR, HEM YİYOR
Yine ilginçtir ki;
Sarı-siyahlı ekibin, gol atmadığı ve aynı zamanda gol yemediği bir maç yok!
Yani bütün maçları gollü geçmiş.
Özetle;
1,75 gol atma ve,
1,62 gol yeme ortalamasına sahip...
Evindeki karşılaşmalarda, rakip ağlara 7 gol gönderirken, kalesinde de 6 gol görmüş.
3 sezondur İstanbul'da oynayan Bosnalı orta saha Aldin Cajic, 5 gol ve 1 asistle, takımının 14 golünden 6'sına doğrudan imza atmış olan en skorer isim.
Diğer goller, takıma dağılmıi durumda.
Ancak, savunmasını oturtamadığı da bir gerçek!.. 

ARTIK MAZERET KALMADI
Yalçın Hoca, ağustos ayının son günlerinde takıma katılan "13 transferin ne zaman tam olarak lige hazır olacağı" şeklindeki bir soruya şu cevabı vermişti:
-Tıpkı yaz sezonunda olduğu gibi 6 ila 8 hafta içinde hazır hale gelebilirler.
Bu süreci, maksimum olan 2 ay olarak alırsak, önümüzdeki hafta bu süre doluyor.
Bu ne demek?
Artık, "hazır değiller, eksikleri var" mazereti geçerliliğini kaybetmiş olacak, demek!
Biliyorum;
Yaz kampı yüklemesiyle, 5-6 günde bir maç yapılan ve taktik çalışmalara daha çok ağırlık verildiği, lig takvimini kapsayan dönemde, kondisyon yüklemesi yapmak kolay değildir.
Fakat, lig sırasında bugüne dek, 2 kez 15'er günlük milli aranın olduğunu da unutmamak gerek.
Bu konuda da, top; Yalçın Koşukavak ve teknik ekibinde...

SAHADA ÇENELER DEĞİL, AYAKLAR ÇALIŞMALI
Yoksa;
Kasım ayından itibaren, sahada, ayaklarından çok çenesi çalışan ve 
MFÖ'nün "mazeretim var, asabiyim ben" şarkısını söyleyen kramponlar olursa; yaşı ve şöhreti ne olursa olsun, bu camia gerekli tepkiyi verir.
Mümkünse; 
İtirazdan veya rakiple dalaşmaktan kart görüp cezalı duruma düşmesinler.

DİARRA'NIN AİDİYET DUYGUSU
Diarra, bir anlık zamanlama hatasıyla doğrudan kırmızı kart gördü.
Ama taraftar, 22 yaşındaki Senegalli stoperi protesto etmedi.
Çünkü, böyle şeyler olabilir.
Aksine, sahadan çıktıktan sonra soyunma odasına gitmeyip, tünelin başındaki körüğün ağzında çömelip, maçı oradan heyecanla takip eden Diarra'nın bu davranışı, 
"yüksek aidiyet duygusu" olarak değerlendirildi.
İşte, camia da, tıpkı sezon başındaki gibi, savaşan, iştahlı, coşkulu, üretken ve de böyle yürekten oynayan bir takım görmek istiyor sahada...
Bilmem anlatabildim mi?