Serkan Yetişmişoğlu

Serkan Yetişmişoğlu

serkanyetismisoglu@bursadabugun.com

Sembol, lider ve aidiyet!

2019.05.03 00:34 - Son Güncellenme: 2019.05.03 00:38
A

Bugün, sporda sonuçlardan bağımsız; çok değerli özelliklerden bahsetmek istiyorum. (Belki yazımın sonunu güncele bağlayabilirim.)

Mesela;

Profesyonellik...

Aidiyet duygusu...

Vefa gibi...

Bu 3 olgu çok önemlidir hayatta...

Sporda da öyle...

Örneğin;

Profesyonellik.

İşini profesyonelce yapacaksın. Yani hakkını vererek, gerektiği gibi...

Spora uygularsak bunu;

Hangi takımı tutarsan tut, formasını giydiğin kulübün değerlerini, geçmişini ve kırmızı çizgilerini iyi bileceksin.

ARMANIN HAKKINI VERMEK...

-Aidiyet duygusu...

Sportif açıdan bakarsak;

Kendini içinde bulunduğun ortama ait hissetmek çok önemli.

Sanki 40 yıldır o takımda oynuyormuşçasına, canını dişine takarak, armanın hakkını vererek, terinin son damlasına kadar o formayı en iyi şekilde terletmek.

Bunu yaparken, kimse senden Messi, Ronaldo, Ramos, Neymar, Mbappe, falan olmanı beklemez.

Zaten, taraftar; senin performansının yüzde yüzünü sergilediğine inansın, yenilsen de tribüne çağırıp bağrına basar/bastı.

GEÇMİŞE SAYGI DUYMAK

Ancak, şunu da unutmamak gerek.

Mesela, biraz eskilere gidecek olursak:

1 yıl öncesine kadar kaptanı olduğun takımdan gittikten sonra, olur da oynadığın takım, eski takımını yenerse; sahanın ortasına çağrılırsan, gidip 3'lü çektirmeyeceksin veya kolbastı oynamayacaksın!

Yetiştiğin toprakları, seni sen yapan eski hocalarını, armanı yok saymayacaksın, geçmişini ve eskiden paylaştıklarını da -sosyal medya dahil- silip atmayacaksın!

Unutma ki, herkesin dönüp dolaşacağı yer yine kürkçü dükkânıdır!..

EFSANELER UNUTULUR MU HİÇ?

Vefa...

Bursa;

Sedat 3'ü, Mesut Şen'i, Ersel'i, Kaptan Orhan'ı, Sinan Bür'ü, Baba Müfit'i, Deli Vahit'i, kaleci Gündüz'ü, Nejat Biyediç'i neden unutmadı sizce?

Bu sembol isimlerden hangisinin camiasına karşı ters bir hareketi oldu geçmişte?

Ayrıca o kentin yerlisi olmak, Vakıfköy'den yetişmek zorunda da değilsin, bütün bunları yapabilmek için...

1 YILDA BURSASPOR SEVDALISI OLAN BAKAMBU

Dünyanın öbür ucundan gelmiş, Paris'te Afrika göçmenlerinin çoğunlukta olduğu 94. Bölgedeyetişmiş Kongolu bir futbolcu da olabilirsin.

İspanya'ya da gitse, Çin'e de gitse, 94 numaralı Bursaspor formasını; ailesine, sevdiklerine giydirip instagramdan paylaşan, işte bu kadar yüksek aidiyet duygusuna sahip Cedric Bakambu gibi koca yürekli adamı kim unutabilir?

ŞAMPİYON EFSANE BATALLA

Sahi, vefa demişken...

Ülkesine tatile giderken, bir çanta dolusu Bursaspor formasını Bursastore'dan satın alarak, Güney Amerika'da arkadaşlarına dağıtıp "yeşil-beyaz maçlar" yapan, aidiyet duygusunun ve vefanın en kralını her zaman ortaya koyan, zamanında "Bursa'dan ayrılsam da Türkiye'de başka takımda oynamam" diyen 'Küçük Dev Adam'a ne demeli?

Kulüp personelinin düğününe kadar gidip küçük altın takacak kadar bizden biri olan, 11 ay sonra zor günler yaşayan takıma destek olmak için Bursa'ya gelen "şampiyonluk apoletli" efsane Pablo Martin Batalla için daha fazla söylenecek söz kaldı mı ki?

BOSNA'DA DOĞDU, BURSA'DA 'İMPARATOR' OLDU

Peki;

Bosna'da doğsa da,

Bursa'da Kaptanlığa kadar yükselen, teknik adamlık yapan, İntertoto'da destan yazan, çağrıldığı her zaman koşa koşa gelip ateşten gömleği giyen Nejat Biyediç'i unutmak mümkün mü?

Biricik kızı Anya'nın kimliğindeki "doğum yeri" hanesinde 'Bursa' yazan...

Türkiye'de sadece Bursaspor'da oynayan ve jübile yapan...

Hastayken bile kulübüne yazarlık ve yorumculuk yaparak hizmet eden, oyuncu öneren...

16 Mayıs 2010'u yaşadıktan sonra "Bursaspor'un şampiyonluğunu gördüm ya, artık ölsem de gam yemem" diyecek kadar kulübüne ciğerden tutkulu bir İmparator...

Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz tabii ki...

Hasıl-ı kelam;

Adamlık, nüfus kağıdında değil, yürekte yazar!

Sözde değil, özde olur.

LİDER OYUNCU EKSİKLİĞİ...

Bugünkü takıma bakarsak;

12 transferin 6'sı kiralık...

11'de; en fazla 2, çok ender olarak da 3 Vakıfköylü krampon oynuyor. (Okan veya Muhammed, Ertuğrul, Furkan Soyalp.)

Batalla gittikten sonra, bu sezon Timsah'ta "lider ve sembol oyuncu" eksikliği göze çarptı.

Kaptan Ertuğrul Ersoy, henüz 22 yaşında olduğu için, takımda "ağabey" statüsünde değil.

Ama verdiği demeçlerle taşo altına gövdesini koyduğunu gösterdi. Olgun tavırlarıyla dikkat çekiyor.

Tabii ki;

Bu kader haftalarında, para-pul bir tarafa; hiçbir futbolcu, kariyerine "düştü" yazdırmak istemez!

HANGİSİ DAHA YÜREKTEN OYNAR?

Mesela,

Kaptan Yalçın Gündüz mü daha yürekten oynar(dı), Arjantinli Vergini mi?

"Sarı" Vedat Vatansever mi daha ciğerden oynar(dı), kiralık Tunay Torun mu,

Kaptan Beyhan Çalışkan mı, yoksa kiralık Lima mı?

Diğer taraftan;

Geçen sezonun ortasında G.Kıbrıs Rum Kesimi'nden transfer edilen Nijeryalı milli savunmacı Shehu, sorumluluk alıp, sosyal medya hesabında "Şampiyon takım, denemekten vazgeçmez! Hedefe ulaşmak için savaşmaya devam edeceğiz" diye yazıyor. Sorumluluk alıyor.

Kamerunlu tecrübeli stoper Chedjou, kiralık olmasına rağmen, takımı toparlamaya çalışıyor, herkese moral veriyor. Bazı yabancılar da öyle...

Yerli oyuncular zaten durumun bilincinde...

Kalite ve kapasite bir yana...

Umarım, bu kritik dönemde, profesyonelliğin gereği olarak, bu kadro, takımına daha çok sahiplenir.

Sorumluluk alıp, gemiyi limana yanaştırır....

Zaten, camianın, bu kadrodan, iyi haberden başka bir isteği de yok!..


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları