Serkan Yetişmişoğlu

Serkan Yetişmişoğlu

serkanyetismisoglu@bursadabugun.com

Nasıl efsane oldular?

2020.05.04 07:47 - Son Güncellenme: 2020.05.04 07:47
A

Bu koronavirüs döneminde haftada en az bir kez nostalji yazısı yazıyorum.

Bazen, eski yazılarımdan "alıntılar" yaparak, konuyu bugüne bağlamaya çalışıyorum.

Çocukluğumdan (1975'ten) beri, yaklaşık 45 senedir arma sevdalısı olarak; 33 yıldır da gazeteci olarak Bursaspor'u takip ediyorum.

Birbirinden değerli teknik adamlar ve futbolcular gördüm, yeşil-beyazlı takımda...

Kimisi, profesyonelce işini yaptı ve fazla iz bırakmadan gitti.

Kimisi de, çok az oynasa da, asla silinmeyecek izler bıraktı.

Üzerinden yıllar geçse de, tarihe "efsaneler" olarak geçti.

Neden?

Çünkü;

Profesyoneldiler...

Aidiyet duyguları yüksekti...

Çoğu başarıya açtı...

En önemlisi de vefalıydılar...

Bu 4 faktör, yaşamda olduğu gibi sporda da çok önemli ve değerli...

-Anahtar kelime profesyonellik... 

Hangi takımı tutarsan tut, formasını giydiğin kulübün değerlerini, yapısını, geçmişini ve en önemlisi de kırmızı çizgilerini çok iyi bileceksin. Ona göre davranacaksın.

-Aidiyet duygusu...

Sanki 40 yıldır o takımda oynuyormuşçasına, canını dişine takarak, armanın hakkını vererek, terinin son damlasına kadar o formayı en iyi şekilde terletmenin adıdır; aidiyet...

Bunu yaparken, kimse senden dünya yıldızı gibi süper olmanı beklemez.

Zaten, taraftar; senin performansının yüzde yüzünü sergilediğine inansın, yenilsen de tribüne çağırıp bağrına basar; nitekim bu durumlarda bağrına bastı da...

GEÇMİŞİ SİLİP ATAMAZSIN!

Ancak, şunu da unutmamak gerek.

Mesela, biraz eskilere gidecek olursak:

1 yıl öncesine kadar kaptanı olduğun takımdan gittikten sonra, olur da oynadığın takım, eski takımını yenerse; sahanın ortasına çağrılırsan, gidip 3'lü çektirmeyeceksin veya kolbastı oynamayacaksın!

Yetiştiğin toprakları, seni sen yapan eski hocalarını, armanı yok saymayacaksın, geçmişini ve eskiden paylaştıklarını da -sosyal medya dahil- silip atmayacaksın!

KÜRKÇÜ DÜKKANINA DÖNERSİN!

Unutma ki, herkesin bir gün dönüp dolaşacağı yer yine kürkçü dükkânıdır!..

-Başarıya aç olmak...

Takıma geldiğinde, kendisini kanıtlamak isteyen ve başarıya aç olan yetenekler, istikrar yakalayıp, kalıcı işler yapmak için adeta canlarını dişlerine takar.

Özellikle, alt liglerden gelen veya şampiyon takımlardan dışlanıp Bursa'ya transfer olan bazı isimler; hırslı kişilikleri ve çalışkanlıklarıyla Süper Lig'de kendilerini (yeniden) kanıtlayıp, gönüllere kamp kurdular!

Tek tek isim yazmayacağım...

Zaten, yukarıdaki satırları okurken, çoğunuzun aklına böyle birçok yeşil-beyazlı futbolcu gelmiştir.

BURSA, EFSANELERİNİ UNUTMAZ!

Bursa kenti vefalıdır;

Mesut Şen'i, Ersel Altıparmak'ı, Orhan Özselek'i, Sinan Bür'ü, "Baba" Müfit Gürsu'yu, "Deli" Vahit Doğan'ı, Gündüz Özcebe'yi, Sedat 3'ü, Nejat Biyediç'i, Musisi'yi, Ercüment Şahin'i, Şampiyon Kadroyu neden unutmadı sizce?

 

Bu sembol isimlerden hangisinin, camiasına karşı ters bir hareketi oldu geçmişte?

Ayrıca, o kentin yerlisi olmak, yani illa ki Vakıfköy'den yetişmek zorunda da değilsin, bütün bunları yapabilmek için...

Yeter ki, o duyguyu içselleştir ve aynen dışarıya yansıt.

Ama sakın "oynama"!

Zira, rol yapanları, bu camia, çok çabuk anlar ve ayıklar!

TİMSAH YÜRÜYÜŞÜ, YENİ STADIN SEMBOLÜ OLDU

1995 İntertoto Kupası'nda attığı gollerin yanı sıra, yaptığı "Timsah yürüyüşü" ile kulüp tarihine damga vuran Majid Musisi unutulur mu hiç?

Düşünün, 25 yıl önce yapılan o Timsah yürüyüşü; kulübün sembolünün netleşip benimsenmesinde başrolü oynadı.

Böylece, Musisi ve arkadaşlarının tüm ülkeye sevdirdiği Timsah sembolü; 21 yıl sonra (Ocak 2016) lig maçlarının oynanmaya başladığı Timsah Arena'da taçlandı.

Bir kulübün tarihi için bundan somut ve kalıcı iz mi olur?

Daha ne olsun!?

Şimdi, "şampiyonluk iz değil mi?" diyenler olabilir.

Buna cevabım da şu olur:

16 Mayıs 2010 şampiyonluğu; izden daha çok, Türkiye futboluna vurulmuş muhteşem bir DAMGADIR.

1 YILDA ÇOK SEVİLEN GOLCÜ: BAKAMBU

Dünyanın öbür ucundan gelmiş, Paris'te; Afrika göçmenlerinin çoğunlukta olduğu 94. Bölge denen bir mahallede yetişen Kongolu bir futbolcu da olabilirsin.

İspanya'ya da gitse, Çin'e de gitse, 94 numaralı Bursaspor formasını; ailesine, sevdiklerine giydirip instagramdan paylaşan, işte bu kadar yüksek aidiyet duygusuna sahip Cedric Bakambu gibi "koca yürekli adamı" kim unutabilir ki?

10 NUMARA EFSANE BATALLA

Sahi, vefa demişken...

Ülkesine tatile giderken, bir çanta dolusu Bursaspor formasını Bursastore'dan satın alarak, Güney Amerika'da arkadaşlarına dağıtıp "yeşil-beyaz maçlar" yapan, aidiyet duygusunun ve vefanın en kralını her zaman ortaya koyan, zamanında "Bursa'dan ayrılsam da Türkiye'de başka takımda oynamam" diyen Efsane 10 numaraya ne demeli?

İlk fırsatta Bursa'ya gelip eski dostlarını ve takımı ziyaret eden, resmen bizden biri olan, "Bursa'da görev yapmaya her zaman hazırım" diyen "şampiyonluk apoletli" Pablo Martin Batalla için daha fazla söylenecek söz kaldı mı ki?

İLK VE TEK "İMPARATOR"

Peki;

Bosna'da doğsa da,

Bursa'da Kaptanlığa kadar yükselen, teknik adamlık yapan, İntertoto'da hoca olarak destan yazan, çağrıldığı her zaman koşa koşa gelip "ateşten gömleği giyen" Nejat Biyediç'i unutmak mümkün mü?

Kızı Anya'nın kimliğindeki "doğum yeri" hanesinde 'Bursa' yazan...

Türkiye'de sadece Bursaspor'da oynayan ve jübile yapan...

Hastayken bile kulübüne yazarlık ve yorumculuk yaparak hizmet eden, oyuncu öneren, kafa yoran...

16 Mayıs 2010'u yaşadıktan sonra, "Bursaspor'un şampiyonluğunu gördüm ya, artık ölsem de gam yemem" diyecek kadar kulübüne ciğerden tutkulu bir İmparator...

Şampiyonluktan 15 ay sonra aramızdan ayrılan Bursa'nın ilk ve tek 'İmparator'u Nejat Biyediç...

Bu örnekleri daha da çoğaltabiliriz tabii ki...

Ben sadece, dışarıdan gelip de Bursaspor ile özdeşleşen birkaç sembol ismİ örnek verdim... 

ADAMLIK NÜFUSTA DEĞİL, YÜREKTE YAZAR!

Sözün özü;

Adamlık, nüfus kağıdında değil, yürekte yazar!

Sözde değil, özde olur!..

...Ve bu camia da, "adam gibi adamları" çok iyi bilir!..

***

Kalite, kapasite ve performans bir yana...

Eğer, ligler kaldığı yerden devam ederse...

Önümüzdeki 6 maçlık bu çok kritik dönemde...

Bu kadro; beklenen sorumluluğu alıp, inşallah, şu gemiyi başarıyla limana yanaştırır...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları