Ercüment Şahin'in Bursaspor camiasına  gönderdiği çok değerli mesajlarına birazdan geçeceğim.

Ama önce, gündemin nabzını tutalım...

Spor Bakanlığı, TFF ve Süper Lig kulüplerinin katıldığı toplantıda, liglerin 12-14 Haziran'da başlayıp, 26 Temmuz'da bitirilmesi planının ağırlık kazandığı açıklandı.

Yani, kupa dahil; 7 hafta içinde bitirilecek.

Bu konuda, resmi başlama tarihi ise 30 Nisan'daki toplantıda netleşecek gibi görünüyor.

Gelen açıklamalara göre;

Lig maçları, deplasmanlı, ama "seyircisiz" olacak.

Bu da demek oluyor ki;

Takımlar, en geç 1-10 Mayıs arasında topbaşı yapacak gibi.

Zira, ekiplerin lige kadar form tutması için en az 4-5 hafta idman/kamp yapması gerektiği biliniyor.

12 Haziran'a dek önümüzde 48 gün var.

Bu durumda, Bursaspor'un; son olarak planlandığı gibi 30 Nisan toplanması bekleniyor.

Umarım, koronavirüs salgını bu tarihe kadar kontrol altına alınır da, şehirler arası ulaşım başlar.

Ayrıca, seyircisiz olacağı söylenen lig maçlarını, taraftarların izleyebilmesi için; kafeterya, çay bahçesi, kıraathane ve restoran gibi toplu mekanların açılması gerekiyor.

Sonuçta; 1 hafta daha bekleyip, gelişmelere göre, ay sonunda yapılacak toplantıda alınacak kararları bekleyip göreceğiz.

***

ERCÜMENT ŞAHİN'E KULAK VERELİM

Bursaspor'un; 1995 İntertoto Kupası'nda destan yazan Musisi, Baliç'li kadrosunun efsane golcüsüdür Ercüment Şahin...

Aradan 25 yıl geçse de, 35 yaş ve üzerindeki bütün yeşil-beyazlı taraftarların hâlâ kalbindedir Ercüment...

Yeri çok ayrıdır...

Son dönemde, İsviçre'de teknik adamlık yapıyor 52 yaşındaki unutulmaz santrafor...

1995'te Bursaspor'a geldiği FC Zürich'in altyapısında son 3 sezondur U-17 takımını çalıştırıyor Şahin...

Kendi yetiştiği kulüpte, bu

kez kendisi yeni yetenekleri A Takıma hazırlıyor...

Özellikle de golcülere özel eğitim vererek...

MEVZU TABİİ Kİ BURSASPOR...

Geçenlerde telefonda konuştum Ercüment'le...

Haliyle Bursaspor'u konuştuk...

Bursaspor'un hangi ligde olursa olsun, "şampiyon" bir arma olduğunu vurgulayan Şahin, formanın değerini şöyle anlattı:

"1995 yılında İntertoto Kupası'nda o unutulmaz heyecanı yaşayan ve A Milli Takım'a kadar yükselmiş eski bir Bursasporlu futbolcu olarak, o formanın değerini çok iyi biliyorum."

"ŞAMPİYONLUKTA SEVİNÇTEN AĞLAMIŞTIM"

Konu şampiyonluğa gelmese olur mu?

Olmazdı tabii...

İşte İntertoto'nun efsanesi de, 10 yıl önce Atatürk Stadı'nda yaşanan "yeşil-beyaz devrim" ile ilgili anılarını paylaştı:

"16 Mayıs 2010'da şampiyon olduğumuzda, o gece sevinçten oturup ağlamıştım.

Çünkü, benim takımım şampiyon olmuştu.

Ve ilk defa Şampiyonlar Ligi'nde bizi temsil edecekti.

O Şampiyonlar Ligi müziğini dinlerken tüylerimiz diken diken olacaktı.

Nitekim, öyle de oldu!.."

"HEP BURSASPORLU OLARAK ANILMAK"

Yeşil-beyaz armaya karşı aidiyet duygusunun hiç bitmediğini vurgulayan eski milli golcü, devam etti:

"Şu an, üzerinden 25 yıl geçse de, Türkiye'de 'Bursaspor'un golcüsü Ercüment' olarak tanındım ve hep öyle anıldım.

Zira bugün; şampiyon olmuş 5 kulüpten birinde oynamak için can atan binlerce genç futbolcu var ülkede...

Artık genç olmasam da, ben bile hâlâ can atıyorum o şanlı formayı giymek için.

Gerçi, birkaç sene önce, İmparator Nejat Biyediç'i anma maçında, tekrar bana nasip oldu o şanlı yeşil-beyazlı formayı giymek...

Yıllar sonra çok güzel bir duyguyu hep beraber yaşamıştık.

O gece Nejat Hocamızı, Musisi'yi de anmış olduk."

TİMSAHLAR'A NELER TAVSİYE ETTİ?

Bu noktada;

Eski Bursasporlu forvet ve günümüzün teknik adamı olarak Ercüment Şahin'den yeşil-beyazlı futbolculara, yeniden Süper Lig'e dönme yolundaki tavsiyelerini sordum.

Kendi dönemlerinden örnekler vererek girdi söze, efsane santrafor:

"Biz, o zamanlar kamplarda, bir odaya toplanır; oyunlar oynar, fıkralar anlatırdık.

Beraber yemeğe çıkardık.

Yani, o zaman, takım halinde, aynı dili konuşuyorduk (yabancılar da dahil); çünkü futbolun dili ortaktır.

Aramızdaki arkadaşlık bağlarının güçlü olması, bize saha içinde de; başarıya birlikte odaklanma ve yardımlaşma duygusunu beraberinde getiriyordu.

Örneğin, hücuma çıkarken, Baliç ve Musisi ile çok iyi anlaşıyorduk. Bir göz-kaş işaretiyle, sahada ne yapacağımızı birbirimize anlatıyorduk.

Gerektiğinde, birbirimizin açıklarını kapatıyorduk.

Arkadaşlarımız için biraz daha fazla koşuyorduk."

TİMSAH YÜRÜYÜŞÜ YAPMAK İÇİN...

"Hatta, gol atsak da; Musisi'nin İntertoto Kupası maçlarında icad ettiği 'Timsah yürüyüşü'nü yapsak diye can atıyorduk!..

Kaleci Gançev, Musisi bizden biri gibiydiler.

Şimdi, neredeyse her yabancı oyuncunun tercümanı var...

Maç kaybettiğimizde bizim ağzımızı bıçak açmazdı, hatta utancımızdan evimizden çıkmazdık.

Şimdilerde, bu durumlar biraz değişti tabii.

Özellikle yabancı oyuncular, bunu profesyonel bir iş gibi gördükleri için sonuçlara pek fazla takılmıyorlar.

Oysa, takım maç kaybettiğinde, koskoca bir şehir, o haftayı moralsiz geçirirdi.

Hâlâ öyle olduğunu da çok iyi biliyorum.

Kapalı Çarşı'da, Zafer'de, Setbaşı'nda kimsenin yüzü gülmez!.."

ARMANIN DEĞERİNİ BİLMELİYİZ...

"Ayrıca, Vakıfköy'den yetişen genç kardeşlerimin de, o şampiyon armanın değerini çok iyi bilmesi gerek.

Formanın hakkını verebilmek için de çok çalışmalı...

Hatta, futbolcular; Özlüce'de antrenmanlardan sonra ekstra idman yapmalı...

Gençler, hangi yönü eksikse, onların üzerine gitmesi gerek...

Çünkü;

Bursaspor formasının değerini, takımdan ayrıldığı zaman daha iyi anlıyor insan...

Bunu yaşayan eski futbolcular çok iyi bilir..."

TEKSAS ÇOK BAŞKADIR...

Ercüment Şahin, Teksas tribünlerine de değinerek, çok çarpıcı saptamalarda bulundu:

"Ben İsviçre'de büyüdüm. Ama Bursa, tam bir futbol şehri...

Taraftarı, yani Teksas tribünleri futbolu çok iyi bilir.

Futbolcusunu sevdi mi tam sever, bağrına basar, omzunda taşır!

Ben, İsviçre'de teknik adamlık yapıyor olsam da, hâlâ Bursaspor'un maçlarını takip etmeye çalışıyorum.

Çünkü; aklım da, kalbim de hep Bursa'da."

FUTBOLCULARA SESLENDİ

Son olarak; değerli dostum Ercüment'e, futbolculara ne gibi tavsiyelerde bulanabileceğini sordum.

Yeşil-beyazlı kramponlara şöyle seslendi Şahin:

"Sevgili futbolcu kardeşlerim,

Böylesine değerli ve şampiyon bir arma altında buluşmuş futbolcular olarak, birbirinizi sevin, saygılı olun.

Gemiyi limana başarıyla yanaştırmak için tüm gücünüzle hedefe konsantre olun."

Eğer, siz de bu camiada 'unutulmaz' olmak istiyorsanız, kendinizden bir iz bırakın tarihe...

Fark oluşturacak işler yapın!

Yapın ki; siz de yıllar boyunca  hatırlanın bu büyük camiada...

Öyleyse;

Haydi arkadaşlar, gösterin kendinizi ve bu sezon sevindirin bu güzel 'şampiyon' şehri ve layık olduğunuz Süper Lig'e dönün!.."

Ne kadar güzel mesajlar verdi 52 yaşındaki unutulmaz golcü...

Demek ki, neymiş?

Bazı futbolcular, boşuna "efsane" olmuyormuş!..

Yüreğine sağlık sevgili dostum Ercüment...