Serkan Yetişmişoğlu

Serkan Yetişmişoğlu

serkanyetismisoglu@bursadabugun.com

Çocukluğumuzun efsaneleri eksiliyor!

2020.12.11 07:52 - Son Güncellenme: 2020.12.11 07:52
A

Socrates...

Johan Cruyff...

Diego Armando Maradona...

...Ve şimdi de Paolo Rossi...

Çocukluğumun ve gençliğimin dünya çapındaki büyük yıldızları, birer birer göçüp gidiyor bu dünyadan...

Hal böyle olunca...

Sanki, çocukken tanıştığınız bir yakınınızı kaybetmiş gibi hissediyorsunuz kendinizi...

RENKSİZ TV'LERİN RENKLİ YILDIZLARI

Siyah beyaz ekrandan izleyip hayran olduğum Dünya Kupaları'nın en renkli isimleriydi, girişte yazdığım efsane futbolcular...

Biz, onlarla büyüdük.

Neredeyse, kendimizi bildik bileli, yeşil sahaların o büyülü yıldızlarını hayranlıkla izledik.

Müthiş ve unutulmaz anılar biriktirdik.

Dilerseniz, bugün biraz geçmişe giderek, nostaljik bir yolculuğa çıkalım.

İLK KEZ 1974'TE TANIŞTIM

F.Almanya 1974 Dünya Kupası'nda 5 yaşındaydım...

Tekirdağ Marmara Ereğlisi'nde babamın Bursa Bölge Müdürü olduğu Sigorta şirketinin dinlenme tesislerinde yaz kampındaydık.

4-5 yaşından beri babamın elini tutup, Bursaspor'un Atatürk Stadı'ndaki maçlarını izlemeye giden bir çocuk olarak zaten futbola sevdalanmıştım.  

Lokaldeki 61 ekran tüplü televizyondan Almanya'nın Hollanda'yı yendiği final maçını hatırlıyorum.

Münih Olimpiyat Stadı'nda 74 bin seyirci önünde, Batı Almanya'da kaleci Sepp Maier, sakallı sol bek Breitner, Beckenbauer, Bonof, efsane golcü Gert Müller ve Höness zihnime kazınmıştı.

"SARI FARE" CRUYFF

Portakallar'da, "Sarı Fare" lâkaplı Kaptan Johan Cruyff, Neeskens dikkatimi çekmişti.

Maçı TRT'den; sonradan tanışma fırsatını bulduğum spiker Tansu Polatkan ve büyük usta Halit Kıvanç anlatıyordu.

Panzerler, evindeki finali 2-1 kazanıyor ve kupayı İmparator Beckenbauer kaldırıyordu.

ALMANYA VE BREZİLYA'YI TUTARDIK

Nedense, Türkiye'nin; 1954'ten sonra 2002'ye kadar gidemediği Dünya Kupası'nda Almanya'yı tutardı bizim milletimiz...

Ama, babam dahil; Sambacı Brezilya'ya da büyük sempati vardı ülkemizde...

1978'DE KEMPES OLURDUM

Arjantin 1978 sırasında Kurşunlu'daydık. 51 ekran tv'den Amcamlarla beraber takip ettiğimiz kupa sırasında, bizim apartmanın yanındaki boş arsada arkadaşlarla oynarken, ya Arjantinli Gol Kralı Kempes ya da Alman golcü Hansi Müller olurdum.

KEMPES'Lİ ARJANTİN EVİNDE TAÇ GİYDİ

Tangocular, finalde, 

Cruyff'un; Arjantin'deki askeri darbeyi protesto edip gitmediği "Kaptansız" Hollanda yine de finale yükselmişti.

Evsahibi Tangocular, Kempes, Ardiles, Passerella, Tarantini, Gallego'lu kadrosuyla, Hollanda'yı uzatmada 3-1 yenerken, Mario Kempes, 2 gole imza atıyor ve toplamda 6 golle; kupada Gol Kralı oluyordu.

18 yaşındayken, evindeki Dünya Kupası'na gidemeyen Maradona ise, 1982 Dünya Kupası'nda, İspanya'da sahne alıyordu.

"DOKTOR" SOCRATES EFSANESİ

Ancak, 1982 denince aklıma; İtalya'nın şampiyonluğunun dışında, Socrates, "Beyaz Pele" Zico, Eder, Falcao, Serginho'lu Brezilya'nın sergilediği göze hoş gelen, estetik futbol aklıma gelir.

Sambacılar'ın "Doktor" lâkaplı 1,92'lik yıldızı Socrates, ikonik bir yıldız oldu benim için...

Aykırı kişiliğini

13 yaşında Burgaz'dayken, siyah beyaz tv'den izledim son Dünya Kupası'ydı İspanya 1982.

İtalya, finalde Batı Almanya'yı 3-1 yenerek, dev kupayı 3.kez müzesine götürüyordu.

Gök Mavililer, Rossi, Tardelli ve Altobelli'nin golleriyle, Real Madrid'in stadında 90 bin seyirci önünde coşarak, 3-0'lık farka koştu ve Breitner'in golüyle maç 3-1 bitti.

Bu kupaya damgasını vuran ve tüm dünyaca tanınan forvet Paolo Rossi, 6 golle, kupada Gol Kralı oluyordu.

KÜÇÜK DEFTERİME YAZARDIM

O zaman küçük bir defterim vardı. Kadroları, sırt numaralarıyla birlikte liste olarak yazardım.

Oyuna girenleri de dakikalarıyla birlikte not alırdım.

Orta 3'e (8.sınıfa) geçmiş bir ergen olarak; arkadaşlarım, sahilde gezmeye veya balık tutmaya çağırsa da, ben; babam ve kardeşim Gökhan'la birlikte, bütün maçları pürdikkat izlerdim.

İTALYA'NIN KADROSU UNUTULMAZ

Çizme'nin kadrosu yıllarca unutulmayacak kadar efsaneydi.

Kaleci Dino Zoff, Baresi, Bergomi, Cabrini, Centile, Conti, Altobelli, Tardelli ve Rossi, şampiyon yıldızlar arasına isimlerini yazdırıyordu.

Kral Rossi, 9 Aralık'ta, 64 yaşındayken ayrıldı aramızdan...

1986'DA KUPA MARADONA'NIN ELLERİNDE

Meksika 1986 Dünya Kupası'na damgasını vuran 26 yaşındaki Diego Armando Maradona'ydı.

Biz yine günümüzdeki adıyla Güzelyalı olan Burgaz'daydık.

Ama, artık televizyonumuz renkliydi.

Efsane 10 numara Maradona, Tangocular'ı finale taşıyordu.

Final yolunda;

Maradona'nın, herkesi çalımlayıp

İngiltere'ye attığı tarihi gol, "yüzyılın en güzel golü" seçilmişti.

Aynı maçta, "eliyle" attığı gol ve bununla ilgili yaptığı ilginç yorum, hâlâ tartışılıyor...

O gün, dün gibi aklımda...

Almanya'yı finalde 3-2 yenen Arjantin'de Kaptan Maradona kupayı havaya kaldırıyordu.

Büyük efsaneyi de 25 Kasım'da kaybettik.

Çocukluğumuzun, gençliğimizin yıldızları, birer birer kayıp gidiyor bu dünyadan...

HEPİMİZ ROSSİ, MARADONA OLDUK

Mahallede, boş arsada, iki taştan kale yaptığımız tozlu topraklı zeminde;

Socrates gibi ara pas atar, Cruyff gibi kanattan akar, Rossi gibi goller atar, Maradona gibi ince çalımlarla defansı ipe dizip, gole giderdik.

Ama artık, bu süper starlar yok!

Sanki, onlar gidince; çocukluk ve gençlik anılarımız da öksüz kaldı!..

İYİ Kİ SİZE YETİŞMİŞİM

Her şeye rağmen...

Çocukluğumun kahramanları;

İyi ki, sizin futbol oynadığınız yıllara yetişmişim.

İyi ki, tarihe geçen başarılarınıza, ekran başından da olsa, canlı canlı tanıklık etmişim.

Velhasıl kelam...

Gerçek şu ki;

Bu dünya durdukça, futbol tarihine adını altın harflerle yazdıran, çocukluğumuzun kahramanları da sonsuza dek yaşayacak!..


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları