Size soruyorum dostlar:
-Genel olarak baktığınızda, 1.Lig'de oynanan futbol nedir? Özellikleri nelerdir?
Açıkçası, yıllardır Süper Lig'e odaklandığımız için, 1. Lig'i çok yakından takip edemiyorduk.
Halk arasında, eski sponsoru  "PTT" adıyla bilinen 1. Lig'i uzman gibi takip eden bazı gazeteci dostlarımızla konuştuğumuzda:
"Bu lig başka liglere benzemez. Çok farklıdır!" demişlerdi.
Gerçekten de öyleymiş!
Ben böyle bir lig görmedim!..

VEZİR ADAYLARI, REZİL DE OLABİLİR
Bu sezon izlediğim bazı maçları şöyle bir değerlendirdiğimde karşıma şu tablo çıktı:
1.Lig;
-Fiziksel dayanıklılığa önem verilen...
-Yüksek dozda temaslı oyun içeren...
-Savunmaların ön plana çıktığı...
-İyi futbol oynamaktan çok, rakibi bozmaya yönelik futbolun tercih edildiği...
-"Önce 1 puanı garantileyeyim" hesabının yapıldığı...
Tam anlamıyla "kora kor mücadele meydanı"...
Aynı zamanda, kötü oynarken de, kazanmanın büyük önem taşıdığı...
Sezon başında "vezir" adayı gösterilen takımların, sezon sonunda "rezil" olabildiği...

KENDİNE ÖZGÜ BİR LİG
Özetle;
Sürprize çok açık...
Eskilerin deyimiyle; şahsına münhasır (kendine özgü) bir lig...
Lakin, çok az sayıda maçın sonucunu önceden kestirebilirsiniz.
Çoğu da, 3 ihtimalli maçlar konumunda...

CAZGIRLAR DOĞRU SÖYLEMİŞ
Ayrıca...
Yağlı güreş cazgırlarının er meydanında bağırdığı gibi:
"Altta kaldım diye yerinme,
Üste çıktım diye sevinme!"
Bu misalden hareketle:
Sezon başında alt sıralarda kalan takımların, "Arap atı" gibi sonradan açılarak, ligin 2. yarısında zirveye kadar tırmandığının çok görüldüğü bir lig bu lig...
O nedenle;
Camia olarak, her türlü sürprize de hazırlıklı olmak gerek.
Bak resim:
Balıkesirspor-Ümraniye: 2-0.
Onun için, aman dikkat!

2 PUAN ORTALAMASI ÖNEMLİ
Osmanlı maçını hatırlayacak olursak:
Timsah;
4 maçta 9 puan topladı.
Puan ortalaması 2,25.
4 maçta 8 gol attı.
Gol ortalaması da 2.
Bu maçta;
Topla yüzde 53'le oynayan Bursaspor, 11'de 6 isabetli şut attı.
Bu 6 başarılı şutun yarısı da (3) gol oldu.

YEDEK KULÜBE İMZALI GOL
Hatta, 90+3'te:
"Yedek kulübe" imzalı bir gol geldi.
Oyuna 87'de giren Seleznov'un; kafasını kaldırıp, el kaldıran arkadaşını görerek, sıfırdan yaptığı "adrese teslim" asistte, 80'de sahaya giren Ramazan Keskin'in gelişine vurarak attığı golün çok güzel bir özelliği de var.
Yeşil-beyazlı ekibin, maçı bitiren bu gol öncesi, "26 pas" yapması çok çok değerli!
Sanki, "tiki taka" gibi!
Ayağa paslarla oynayıp, topu kaybetmeden, sıfıra inerek, orta yaparak, ceza sahasından ağlara göndermek!
Vallahi helal olsun!
Ayağa kalkıp, ceketimi ilikleyip, dakikalarca alkışlamak istiyorum.
Golleri de...
Takımın savaşçı kimliğini de...

AMAN NAZAR DEĞMESİN
Şu an, çok şükür takım iyi gidiyor maşallah.
İştahlı, tempolu, üretken, doğrudan kaleyi düşünen, izleyene heyecan veren ve tribünleri de coşturan; 24 yaş ortalamasına sahip, dinamik bir takım var ortada...
2. ve 3. haftalarda "Vakıfköy ruhunun" ortaya çıktığını ve hedefe; takım halinde kenetlendiğini yazmıştık.
Tabii, yenilerin ne zaman tam olarak hazır olacağı ve takıma nasıl monte edileceği, ortaya nasıl bir "sentezin" çıkacağı da çok önemli.
Sonuçta;
Lider Ümraniye'yi puantajda yakalayan ve Hatay'ın Karagümrük'le 0-0 berabere kalması üzerine, haftayı 9 puan ve averajla 2. sırada kapatmayı başaran Bursaspor'a "aman nazar değmesin" diyorum.
4 maçta hiç gol yemeyen ligin yegane ekibi unvanına sahip olan Adana Demirspor'la deplasmanda oynanacak maça da önümüzdeki günlerde  değineceğim.