Ece Sarı

Ece Sarı

Ölmek istiyorum!

2025.01.22 15:26 - Son Güncellenme: 2025.01.22 18:43
A

Ama normal olarak, yaşlanarak yani, sevdiklerimle uzun yıllar geçirdikten sonra...

Donmadan, yanmadan, kesilmeden, parçalanmadan, ezilmeden, boğulmadan...

Nopnormal, nomnormal bir ölüm istiyorum!

Bakın size ne diyeceğim!

O Bolu'da cayır cayır, ihmaller silsilesi yüzünden ölen insanlar var ya... Yanarak mı öleyim yoksa aşağı mı atlasam daha az acı çekerim diye düşündü dakikalar içinde. Yaşamda böyle bir seçenek içinde bulunduğunuz 1 dakika hayal edin sadece, biraz empatiyle...

O yaşam çarşaflarını bağlarken yaşadıkları korkuyu, evlatlarını kurtarma çabalarını, o hezeyanı, çaresizliği, o saniyeler içindeki ruh kramplarını bir saniye hayal etmeyi deneyin sadece...

Bir tatil ya... Sömestrda ailece geçirilecek 3 - 4 gün, biraz mutlu anı, biraz evlat mutlu etmenin tatlı gururu...

Sadece beş dakika içinde tepetaklak olmuş hayatlar, sönen yaşamlar, giden onca can...

Ölüm bize çok mu yakın sizce? Bu kadar kolay ölmenin sebebi ne olabilir? Normal ölmek lüks mü artık bize? Biz her şeyden ve her yerden ve herkesten ve her ihtimalden tir tir titreyerek korkmalı mıyız?

Bu kadar travma yetmez mi bize toplumca? Kendimize garezimiz mi var bizim? Ya da birilerinin...

Ölümü bu kadar sıradanlaştırmış bir beyin mi yanarak ölen canlarımızı kızarmış piliç kamyonuna koyarken beis görmüyor? Bunun ne denli bir ayıp olduğunu bir insan evladı göremedi mi? O kadar mı hayasızız biz artık ya? Bu kadar olduk mu gerçekten?

Hele hele o kayağına devam edenler var ya... Neymiş yabancıymış! Sanki ölümün ırkı varmış gibi!

Bu yaşanan faciaya sebep olan tüm ihmalkârların bu acıyı yaşamayacaklarının nasıl bir garantisi var mesela? Bütün her detayın ince ince araştırılıp biz halka, vatandaşa sunulmasını beklemeyelim mi mesela? Mesela gittiğimiz her otelde panik atak geçirsek haksız mıyız şimdi? Evlatlarını kaybeden insanlar delirse mesela şimdi...

Ya insanlar karın soğuğuna baka baka yandı.

"İmdat" diye bağırarak can verdi insanlar... Siz o videoyu izleyebiliyor musunuz mesela?

Söylemek istediğim çok şey var, çok öfkeliyim. Ama öfkemi dışa vuracak gücüm bile kalmadı artık. Her gün öldürülen kadınlar, çocuk cesetleri, intiharlar...

Yani herhangi bir şeyin sonunun gelmesini görecek miyim ömrümde, hiç emin değilim. Bilmiyorum...

Bu kadar korkuyla yaşanmaz ama bak onu biliyorum. Konuşurken, uyurken, yürürken, tatildeyken, çalışırken, doğururken, büyürken, büyütürken...

Bu hayat değil, bu kadar korku delirtir herkesi, benden demesi...

Kaç çocuk öldü mesela yangında...

Tatilde kayak yapacağı için içi pır pır eden kaç evlat can verdi?

İnsan böyle bir ölümü hayal bile edebilir mi mesela?

Peki 6 Şubat'ın görüntüleri gözümüzün önünden gitmemişken daha; bu kayıtları, bu acıları nasıl sindireceğiz? Sindirirken delirir miyiz mesela?

Yeni bir facia, travma kaç güne gelir?

Kaç güne unuturuz toplumca bu yaşananları da?

Ders alınır mı veya bu kabusta parmağı olan herhangi biri o videoyu izlerken 'Ulan ben nasıl vereceğim bunun hesabını?' dedi mi mesela... Hani çoluğumdan çocuğumdan çıkar mı gibi gibi...

Kimse işini doğru düzgün yapmıyor bizim ülkemizde. Bak kimse! Baştan aşağı... Mış gibi, varmış gibi olsun da... Yapmışız gibi, bakmıyormuşum gibi, demişim gibi yapıyor herkes. Ulan bunca bürokrasi, bunca denetim neden var? Denetlemiş gibi mi mesela...

Mesela neden bir Afet Bakanlığı kurulmuyor bizde inatla? O kadar da bakan olmak isteyen var aslında...

Abilerim, ablalarım ver vergimden yahu, helikopter, itfaiye, bol bol ambulans, eğitilmiş insanlar, araçlar, ne gerekiyorsa...

Ya biz kocaman Türkiye'yiz ya, her afetten böyle çıkamayız biz, hop ne oluyor?

Kalbi kayak yapacağı için pır pır atan çocukların, yangında kalpleri korkudan çırpındı bir avuç bedenin içinde? Bu korkunun bile yetmesi lazım bize!

Hele bir de aklıma olası Marmara depremi gelince...

Delireceğim...

Ölen gazeteciler, sporcular, doktorlar, profesörler... Yıllarca verilen emekler de yandı aslında, bu ülkenin zihin kıymetlileri... Hoş ölümün de eğitimi olur mu ki?

Birileri demiş, "Pahalı hayatların ucuz ölümü" diye... Maalesef her taraftan öyle tedbirsiz, öyle hasbelkaderiz ki kimin, ne zaman, nerede, ne şekilde öleceğinin garantisi yok yani...

Ailece gittiler ailece, ailece göçtüler... Aile yılıydı halbuki bu yıl ülkemizde... Yenileri kurulsun istedik, elimizdekileri de koruyamıyoruz maalesef...

Ailece gittiler...

Öyle meselayla, farazayla değil, bayaaaaaa gerçek gerçek...!


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları