'Kıymetli öğrencilerim bu yoğun günlerde sizleri unuttuğumu sanmayın.

Nasılsınız?

Zorunlu tatil süreciniz nasıl gidiyor?

İnşallah süreci en iyi şekilde atlatacak ve kaldığımız yerden devam edeceğiz.

Bu süre zarfında lütfen evden çıkmayın ve bol bol kitap okuyun ve dinlenin...'

Bu güzel sözler ve temenniler Uludağ Üniversitesi Rektörü Profesör Doktor Saim Klavuz'a ait.

Uzun yıllardır Uludağ Üniversitesinde böyle paylaşımlar görmediğimizden şaşırdım açıkçası...!

Baba şefkatini hissettiren cümlelerin Rektör Klavuz'a ait olması sevindirici.

Geçmiş dönemde bırakın öğrencileri biz basın mensupları bile Uludağ Üniversitesi ile diyalog kuramıyorduk..

Kapalı kapılar değil, surlar ardında bir üniversite görüntüsü hakimdi.

Yeni Rektör Klavuz bu surları kırdı geçti.

Önce..

Üniversiteyi sanayici ile buluşturmayı başardı.

Uzun yıllar sonra Uludağ Üniversitesi Rektörü BUSİAD'ın aylık toplantısına katıldı.

Sanayicilerle bir araya geldi.

Karşılıklı iletişime geçildi.

Diğer sanayi bölgelerinin yönetimlerine kucak açıldı..

Bu zor günlerde o sanayi bölgelerinin yöneticileri de bu zeytin dalına yardım malzemeleri göndererek karşılık verdiler.

Kente aidiyet böyle oluyor işte..

İki üniversitemiz de bu kent için değer..

Ama..

Kentin dinamikleri ile buluşabildiği sürece..

Maddi destek veren iş insanlarının olduğunu yine Rektör Klavuz'un paylaşımlarından öğrenip seviniyoruz.

Demek ki..

Üniversite yönetimleri kpalı kapılar ardında kalmayıp kentteki varlığını ifade ediyorsa karşılık da buluyor demek ki..

Tıp fakültesi ve diğer fakültelerdeki eksiklerin tamamlanması için bu kent insanları ellerin taşın altına koymaktan çekinmezler.

Lakın..

Bilim için yapılsın yeter ki yatırımlar.

Uludağ Üniversitesinin 20 bin kişilik camiden önce teknik teçhizata ve bilim insanlarına ihtiyacı var.

Doğru talep olduğunda üniversitenin sahipleneni çok olacaktır.

Açıkçası..

Uludağ Üniversitesi Rektörü şimdilik umut verici..

Gelecek ne gösterir bilemeyiz, izlemeye devam edeceğiz.