Evladım benden geriye kalmasın hayatta, kim bakar ona?

2019.07.22 13:46 - Son Güncellenme: 2019.07.22 13:55
A

Bedensel veya zihinsel engelli ebeveyni olmak ne zordur değil mi?

Hele ki annelik...

Annelik hem kutsal hem de en ağır sorumluluk taşıyan kişidir..

Hamile kaldığı andan itibaren başlar sorumluluğu annelerin..

50 yaşındaki evladı hala çocuktur onların gözünde..

Bir de engeli varsa o evladın işte o sorumluluk kat be kat artar zarif omuzlarda..

Pek çok eşe dosta bakıyorum çocuğuyla kurduğu diyalogdan bunalmış, onunla cebelleşirken bitap düşmüş haldeler..

Bir de engelli çocukların annelerine bakıverelim...

İnanılmazı başarıyorlar gerçekten..

Gösterdikleri sabır, şefkat ve sevgi hiçbir takdirle ödüllendirilemez.

18 yaşındaki oğlunun altını temizlemek zorunda kalan binlerce anne var bu toplumda.

Yemeğini yediren, üstünü değiştiren,banyosunu yaptıran, kitap okuyan, dış dünyayla neredeyse irtibatı kopan binlerce kahraman anne...

Öflemeden, püflemeden, sabırla, sevgiyle evlatlarına sahip çıkan o elleri değil ayakları öpülesi anneler..

Doğurmak değildir salt annelik..

Anne olabilmenin bambaşka kriterleri vardır.

Bedensel ve zihinsel engelli evlat sahibi anneler hayata 5-0 yenik başlamak durumunda kalıyorlar.

Bazen..

O çocukların babaları bile evlatlarını görmezden gelmeyi seçip tüm sorumluluğu annelerin omuzlarına yüklemekten kaçınmıyorlar.

Öyle çok var ki çevremizde bu tarz insanlar..

Sadece bakmak yetmiyor, görmek gerek...

O koca yürekli annelerin sitemlerini duymayız hiç..

Ama..

Feryatlarını hemen hepimiz biliriz.

Niye feryat ederler?

Tek bir şey için; EVLADIMIZ BİZDEN GERİYE KALMASIN, KİM BAKAR ONA'...

İşte..

Tüm engelli çocuk annelerinin ortak feryadı bu cümle..

Komşuya ya da yakın akrabanıza 1 saatliğine bile bırakamayacakları evlatlarını geride bırakma korkusu yaşıyor bu kahraman anneler.

Çünkü..

Bu çaresiz bakıma muhtaç evlatlara sevgi ve şefkatle sadece ANNELERİ bakabilir.

Çocuklarını kendi egolarına kurban edip hunharca sınav peşinde koşturan, onlara çocuk olduklarını unutturan tüm ebeveynlere tavsiyem arada engelli çocuklar ve aileleriyle bir araya gelmeleri..

Çocuğunuzun doktor, mühendis olması elbette çok kıymetli..

Ama..

En değerlisi onların sağ ve sağlıklı olmaları değil midir?

Engelli bir bireyin annesi evladının en küçük bir kıpırtısından nasıl da mutlu olurken, bizlerin o hareketleri günde binlerce kez yaptığımızı ve farkında olmadığımızı hatırlasak.

Yürümenin, koşmanın, rahatlıkla nefes almanın, her işi kendimizin yapmasının, düşünmenin, konuşmanın, üretmenin velhasılı sağlıkla yaşamanın değeri ne ile ölçülebilir ki?

Otistik çocuğu olan bir yakınım anlatıyor.

 Evladı için sürekli yenilikleri araştıran, onu hayata adapte edebilmek uğruna kendi hayatından vazgeçen bir anne bu tanıdığım kişi..

Diyor ki;

'Kızım televizyon izlemeyi çok seviyor.

Kumandayı kullanma konusunda henüz yetersiz.

İstediği kanalı biz açıyoruz ve izliyor.

Geçenlerde mutfaktan çıktım kızım televizyon karşındaydı.

Hemen koştum istediği kanalı açacaktım.

Bir baktım ki kumanda elinde ve sevdiği kanalı açmış izliyor.

Gözyaşlarımı tutamadım ve ona sımsıkı sarıldım.

Başarmıştı.'

Diyecek söz yok ama yapacak çok şey var engelli vatandaşlar için.

Annelerin evlatlarımız bizden geride kalmasın hayatta feryatlarına kulak verilsin bu çocuklar annelerinin sağlığında güvenceye alınsın.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları