Eminim ki başlık sizi şaşırttı ve yanlış yazdığımı düşündünüz..

Halk arasında 'eğitim şart' telaffuz edilir.

Aslında genele bakarsak insanın hayatı eğitimle bir bütün..

Bursada Bugün TV Günaysın program konuğum kentimizin eğitim duayenlerinden Gıyasettin Bingöl idi.

Eğitim konulu programların siyasi programların önüne geçmesi gerektiğini vurgulayarak başladı sözlerine Bingöl..

Öncelikleri ise şöyle sıraladı;

'kentimizdeki okulların yüzde 50'si depreme dayanıksız binalar...

Kentsel dönüşüm değil okulsal dönüşüm olmalı..

Temel liseler tıpkı dershaneler gibi 31 Temmuz itibariyle kapatılacak.

Çocuklardan önce eğitimciler eğitilmeli..

Çocuklara özgüven aşılanmalı'.

Malum..

Kentimizdeki özel okul sayısı sürekli artıyor..

Ama..

Temel lise denilen okullarla ilgili sıkıntılar da büyük.

Dershanelerin kapatılma kararıyla birlikte devreye giren temel liselerin ömrü de bu Temmuz ayında bitiyor.

Okul binası kriterleri var ve de olmalı..

Mobilya mağazalarından bozma temel lise binalarındaki fiziki yetersizlikler eğitim kalitesine de etki ediyor düşüncesindeyim.

Depreme dayanıklı olmayan binalar çocuklarımız adına büyük risk.

Özellikle devlet okullarındaki bu tehlikeli durum biran önce aşılmalı.

Öncelikle...

Kentsel dönüşümlerin okullarda yapılması gerekliliğine dikkat çekiliyor.

Hiç de haksız değil.

Çünkü..

Çocuklarımız yani canımızın parçası, geleceğimizden daha kıymetlimiz var mı?

Başka bir detay dil eğitimi...

'Doğru İngilizce öğretemiyoruz' diyor Sınav Okulları Yönetim Kurulu Başkanı Gıyasettin Bingöl...

Bence Türkçe eğitimde de başarılı değiliz.

İngilizceyi doğru öğretemeyen eğitimciler Türkçeyi ne kadar doğru öğretiyor?

Doğru ve düzgün Türkçe yazan ve konuşan öğrenci sayısı kaç?

Öğretmenlerin vizyoner, çağa ve teknolojinin gelişimine açık ve uygulayan, çocuk ve genç ruhundan anlayan kişiler olma zorunluluğu var artık günümüzde.

Anlaşılan o ki öncelikle çocuklarımızı eğiten eğitimcilerin performansı her şeyden önemli..

Eğitmen dünyaya farklı bakamıyorsa, iletişim kurmakta zorlanıyorsa ve ailenin bir adım önüne geçemiyorsa çocuk ondan fayda sağlayamıyor.

Sadece..

Ders başarısı değil artık kriter, kendini ifade edebilen, özgüven sahibi, bilgisini utanıp sıkılmadan başkalarına aktarabilen nesiller isteniyor.

Özel okullar bu öncelikleri sağladığı için devlet okullarının önüne geçiyor belki de..

Bir de özel okul fiyatları biraz düşük olabilse eminim ki ülkemizden çok sayıda Aziz Sancar'lar çıkacak..

Ve...

Amerika da değil ülkemizde başarılarını kanıtlayacaklar.

Eğitimciler insanların en kıymetli varlığı çocuklarını emanet alıyorlar..

Düşünün bir dostunuzdan 3 gün aracını isteseniz aklından binlerce soru geçer .

Ve arabasını verip vermemekte tereddüt yaşar.

Oysaki..

Çocukları öğretmenlere, okula emanet ederken hiç kimsenin aklına sorular gelmez.

Güvenli, geleceğe ışık tutan, çocuğun ufkunu açan, bireyselden öte toplumsal başarıya değer , çocuk ve gençlerin özgüven kazanması yönünde eğitim modelini uygulan her eğitim kurumu başarıyı hak eder ve yapar.'diyor Gıyasettin Bingöl...

Bu arada, 2000 yılına göre özel okul fiyatları rekabet nedeniyle şimdilerde çok daha düşükmüş..

Bunun da bilgisini vermiş olayım...