Yıllarca hep konuşuldu...

Laf çok icraat yok şeklinde sürekli masaya yatırıldı turizm sektörü Bursa'da.

Atatürk kongre kültür merkezi ile birlikte kentin rotası turizme çevrilmişti..

O günlerde bu kongre merkezinin işletmesinin uluslar arası bir şirkete verilmesi gerektiğini defalarca ifade etmiştik.

Rahmetli Semih Pala ne yazık ki buranın yönetimini kimseye verdirmedi ve gecesini gündüzünü burada geçirdi.

Tabiî ki beklendiği gibi uluslar arası kongreler burada yapılamadı.

Bırakın uluslar arası kongreleri güzelim bina cağ dönercilerin, peynirci ve turşu suyu satanların merkezi haline geldi.

Nihayet bu dönemde o gibi organizasyonların Atatürk kongre kültür merkezinde yapılmasına izin vermeyeceklerini açıkladı başkan Aktaş.

Aslında..

Bu kongre merkezi Bursanın dünyaya açılan kapısı olabilir.

Orada yapılacak kongreler, festivaller Bursa'yı gerçekten marka kent haline getirebilir.

Konuyu TÜRSAB Güney Marmara Başkanı Murat Saraçoğlu ile yaptığım radyo programında duyduklarım sevindirici idi..

'Kentimizde ne yazık ki bugüne dek turizmin sahibi olamamış..

Her kurum kendi kulvarında bir şeyler yapmaya çalışmış.

Bütünlük olmayınca sonuç çıkmamış.

Şimdi..

İşin patronu Büyükşehir belediyesi olacak.    

Valilik, BTSO, TÜRSAB, rehberler vs. hepimiz bu çatı altında alınan kararlar ile kentin turizm politikalarını belirleyeceğiz'.

Tirilye, Gölyazı ve İznik Bursa turizminin üç merkezi olarak seçilmiş.

Buralarda yapılacak aktiviteler ile Bursa turizm hedeflerine ulaşabilecek mi?

Sağlıkta gastronomi fuarı, mesleki kongreler, devlet kongreleri, zirveler vs. Bursa'da nasıl yapılır?

Öncelikle..

Bu işin yapan pek çok uluslar arası ajanslar var.

Avrupa ülkelerinde öne çıkan kentler bu ajanslarla işbirliği içindeler.

Bursanın böyle bir bütçesi olduğuna göre ilk iş böyle bir ajansla el sıkışması şart..

Sonrasında..

Dizi çekimleri, film çekimi, kentleri tanıtan bloggerlar, youtuberler ile anlaşmalar yapılmalı.

Dijital dünyada yoksanız zaten hiç yoksunuz demektir.

Teknolojinin tüm imkanlarından en doğru adresten hizmet alarak Bursa ve kaynaklarını dünyaya ulaştırmamak, tanıtmamak neredeyse imkansız.

Yeter ki..

Gerçekten Bursanın değerlerini, kenti marka yapmak istesin bizleri yönetenler.

Atılan adımlar sevindirici..

Umarım devamı gelir.

Yalnızca inanç turizmi ile kentler tanınmaz...

Uludağ, Palandöken, Kartepe ve Kars  gölgesinde neden kalsın?

Yeni yatırımlar, doğru fiyat politikası ve iyi bir tanıtım ile Bursa turizm kenti kimliğinin sahibi olmaya çok yakın.

Hadi hep birlikte ellerimizi taşın altına koyalım ve laf olsun diye marka kent yerine gerçek marka değerlerimizle istenen ve özlenen bir kent olalım.