Tuğçe Kazaz'dan şöhret açılımı

Tuğçe Kazaz'dan şöhret açılımı

Tuğçe Kazaz bu hafta vizyona giren 'Uzun Hikâye'nin başrol oyuncularından. Dizi çekimi için gittiği Makedonya'dan dönüşünde ayağının tozuyla buluştuk. Çılgın bir kadın bekliyordum. Ama tersine Japon dövüşçülerini andıran bir kıyafetle geldi ve içselleştirdiği Tai Chi felsefesini anlattı

2012.10.13 10:26 - Son Güncellenme: 2012.10.13 10:26 - Magazin
A
Tuğçe Kazaz'dan şöhret açılımı

'Uzun Hikâye' filminde sizi çeken neydi?
- Hikâye ve Münire karakteri. Ama bu karakteri size anlatmak istemiyorum.Önce seyirci izlesin ama yerini bilen, içi güzel bir kadın diyebilirim.

Başrolü Kenan İmirzalıoğlu ile paylaştınız. Tanışıyor muydunuz?
- Hayır tanışmamıştık, işlerini de tam anlamıyla izlememiştim. Çünkü uzun yıllar Türkiye'den uzaktım. Ama çok keyifliydi.

'Uzun Hikâye' 1960'larda, diziniz 'Son Yaz: Balkanlar' 1911'de geçiyor. O dönemlerde yaşamak ister miydiniz?
- Hayır ama o dönemlerdeki ahlakla yaşayan kadınları görmeyi isterdim.

Kadınlar değişti mi?
- Herkes için geçerli değil ama kadın, toplumdaki yerini seksapelle bulmaya başladı. Zaten her şey değişiyor artık, evlilikler kısa sürüyor. Metropol hayatları bizi yalnızlığa itti. Şimdi dizi çekimi için Makedonya'da bir manastırda yaşıyorum ve çok etkileyici. 45 gündür Türkiye'de değildim. Bugün otomobilde midem tutmaya başladı.

GÜZELLİK FİZİKSEL BİR ŞEY DEĞİL

Oyunculuk hangi noktada hayatınıza girdi?
- 2003'te  'Kampüsistan' dizisi için teklif geldi. Sonra bu mesleği çok sevdim. Başka bir insanı oynamak, o dünyanın içinde yer almak, onu keşfedip ortaya çıkarmak hoşuma gitti. Ama modelliği de oyunculuk gibi yaptım. Orada da gönlümü koydum. 12 yılda koyduğum hedeflere ulaştım.

Hedefiniz ne?
- Tam bir oyuncu olabilmek. Rol aldığım eserlerde farklı karakterler göstermek.

"Oyunculuk için güzellik yeter" diyenler var. Sizde güzellik ne kadar etkili oldu?
- Günümüzde güzelliğin ötesinde ünlü olmaya merak var. İnsanlar şöhret ümidiyle İstanbul'a geliyor. Umduklarını bulamayanlar, yaşanmaması gereken hayatlar yaşıyor. Bir de çocuklara küçük yaştan itibaren "Sen güzelsin model ol, sen güzelsin oyuncu ol" deniyor. Evet modellik fiziksel bir güzellik istiyor ama oyunculuk farklı. Yetenek, disiplinli bir çalışma ve eğitim gerektiriyor. Bu arada güzellik çok da değişik bir kavram.

Ne gibi değişik?
- Öğretildiği gibi fiziksel değil. Çirkin denilen ne insanlar gördüm, içinden ne güzellikler çıktı.

Peki içimizdeki güzellik nasıl oluşuyor?
- Bunun içinde ruh, nefes, beslenme, egzersiz var. Zaten beden, zihin ve ruhtan oluşan varlıklarız.

Bu üçü arasındaki ilişkiyi nasıl yorumluyorsunuz?
- Ruhla beden arasındaki köprü zihin. Bedenle zihin arasındaki köprü de nefes. İşte güzellik buradan dışa yansıyor. Bu aynı zamanda bir çaba. İnsan güzelliğini ortaya çıkarmak için çabalamalı.

Dışarıdan güzel, iyi kariyerli, dünyayı gezen bir kadın imajınız var. Peki görünmeyen tarafınız nasıl?
- Bizim camiada genelde insanların kendilerine yaptığı bir zulüm var. Çünkü şöhret zor ve ateşten bir gömlek. Taşımasını bilmezseniz yakar! Tabii hepimiz bu tuzaklara düşebiliriz. Bundan korkuyorum ve temkinli davranıyorum.

EN YAKININIZDAKİNE BİLE MESAFELİ OLMALISINIZ

İki yıl önce Milano'da bir ajansa kaydolmuştunuz...
- Oradan ayrıldım. 28 yaşımda, 16 yaşındaki kızlarla aynı defileye çıkıyordum. Her şeyin bir zamanı var ve koyduğum hedef gerçekleşti. Dört yıl Armani defilesine çıktım. Bana göre tam tatmindi.

Modelliği bıraktınız mı?
- Çok özel işlerde olacağım. 12 yıl büyük emek sarf ettim.

Zor ve snob bir kadın mısınız?
- Mesafeliyim ve insanların en yakınındakine bile mesafeli olması gerektiğine inanıyorum.

Neden?
- Çünkü belli bir mesafeden birbirimizi daha iyi görürüz.

Hayatınıza bir erkeğin girmesi zor mu?
- Onları konuşmuyorum, o bilinç seviyesini geçtim.

BEN BÖYLEYİM

* Sigara kullanmıyorum, hatta çevremdekilere de bıraktırmaya çalışıyorum. Alkol de "Ehline helaldir na ehle haram" demişler. İnsanlar alkolü kendilerinden kaçmak için istiyor.
* 30 yaşımdayım. Bu yaşı
çok sevdim ve sonrasını
merak ediyorum. Şimdi bir aydınlanma dönemindeyim.
* Oyunculukta kurallarım var. Türk toplumunun ahlaki yapısına ters düşecek sahnelerde yer almam.
* Eskiden Türkler savaşırken arkalarını taşa verirmiş, arkadaş lafı da oradan türemiş. Tabii iş arkadaşlarım var ama bu yüzden herkese arkadaş, dost diyemem.
* Motosikleti ve at binmeyi çok seviyorum.
* "İnsan kıyafetleriyle karşılanır, fikirleriyle uğurlanır" lafını çok severim. Ben de her zaman stili ve iyi giyinmeyi sevdim. Hala da öyle ama kendimi orada tüketmiyorum.

AZ YE, AZ KONUŞ, AZ UYU

Bu anlattıklarınızı felsefe kitaplarından mı öğrendiniz?
- Bunlar içimden çıktı. Hepsini yaşıyorum ve içselleştirdiğim şeyleri söylüyorum. Tabii okuyup araştırıyorum. Kendimle ilgili bir çaba içindeyim.

Neler okuyorsunuz?
- Zen ustalarının, hazretlerin, edebiyatta iz bırakmış isimlerin, hayatın hakkıyla nasıl yaşanması gerektiğini anlatan kitaplarını okuyorum. Bir de hayatımda bana yol gösteren biri var.

Kim o?
- İsim vermeye gerek yok.

Bahsettiğiniz kişi erkek arkadaşınız mı?
- Hayır, bir Tai Chi hocası. Aynı zamanda ortağım ve hayatımda rehberlik eden biri. Bir arkadaşım aracılığıyla tanıştık. Tai Chi'ye başladım. Bir süre bırakıp dört yıl önce yine başladım.

Size ne öğretiyor?
- Hocamdan filtrelenmiş ve doğru bilgiyi aldığıma inanıyorum. İçselleştirdiklerimi de size anlatıyorum. Zaten boş konuşmayı sevmiyorum.

Medyada az konuşmanızın sebebi bu mu?
- Bir Çin atasözü var: "Az ye, az konuş, az uyu."

İLERLEYİŞ YOLUNDA DEĞİŞMEK İSTİYORUM

Tai Chi tam olarak nedir?
- Hareketli meditasyon. Size dört dakikalık bir örnek verebilirim (Bu bölümde fotoğraf çekmemizi istemiyor. Masadan kalkıyor. Önce ayakta derin bir nefes alıyor. Ardından dört dakika ağır bir şekilde derin nefes alıp vererek çeşitli hareketler yapıyor).

Nedir bu hareketlerin anlamı?
- Hareketli meditasyon diyebiliriz. Önce bulutları gönderiyoruz, horoza kalkıyor, turnanın açılışını yapıyoruz. Hepsinin hayvanlarla bir ilişkisi var. Bir süre sonra zihinsel yapı üzerinde çalışıyoruz.

Peki bunları keşfetme merakı nereden çıktı?
- İlerleyiş yolunda bilinçli gelişip değişmeyi istiyorum. Yoksa insan acıyla öğrenmek durumunda kalıyor ve bu çok yavaş oluyor.

Anlaması çok zor...
- Hacı Bektaşi Veli Hazretleri'nin dediği gibi "Ne ararsan ara, kendinde ara". Onun arayıcısıyım. En zor kısmı da sanırım insanın kendiyle yüzleşmesi.

Kendinizle yüzleşince ne gördünüz?
- O da bana kalsın isterseniz! Önemli olan sizin benim üzerimde ne gördüğünüz.

Sizinle yeni tanışanlar şaşırıyor mu?
- Evet senin gibi bakıyorlar. Hakkımda bir ön yargıyla gelen şaşırabiliyor.

Bir dönem Budizm'e merak sarmıştınız.
- Hakkımda yazılanlarla gördüğünüz arasındaki farkı anlayabildiğinizi umuyorum. Gün geldiğinde bunlarla ilgili konuşalım.

Dönem dönem  farklı felsefelerle ilgilendiğiniz doğru mu?
- Çocuk oyuncağı mı bu? Bunu söyleyenlerin yaptığı nasıl bir hadsizliktir.

Tarikata girdiğiniz söylendi. İşin aslı nedir?
- Bu kadar konuşmanın üzerine bu sorunun yargısına siz varın. Beni gerçekten anlamış olduğunuza inanıyorum.

KAZAZ'IN KARİYERİ

1982 Balıkesir'de doğdu.

2001 Miss Turkey birincisi oldu.

2002 ilk popüler aşkını Kenan Doğulu ile yaşadı.

2003 Kampüsistan dizisiyle oyunculuğa adım attı.

2005 Yunan oyuncu Yorgo Seitaridis ile evlendi.

2006 Armani defilesine çıktı, dört yıl marka için podyumdaydı.

2007 Can ismindeki filmde rol aldı.

2009 Eşinden ayrıldı.

2012 Uzun Hikâye'de rol aldı.

Son Yaz Balkanlar dizisinde oynuyor.

Diğer Magazin Haberleri için tıklayın


2012.10.13 10:26 - Son Güncellenme: 2012.10.13 10:26 - Alican Özbay
A