Seçim ittifakı olacak mı?

Seçim ittifakı olacak mı?

Yeni Şafak Gazetesi yazarı Prof. Dr. Osman Özsoy, yerel seçim öncesi siyasi partiler arasındaki olası yakınlaşmalarla ilgili öngörülerini sıraladı. Özsoy çok konuşulacak bir seçim ittifakı ile ilgili beklentisini açıkladı.

2013.05.02 14:16 - Son Güncellenme: 2013.05.02 14:16 - Siyaset
A
Seçim ittifakı olacak mı?

 


Özsoy, yerel seçimlerde CHP ile MHP'nin Ak Parti'ye karşı işbirliği yapacakları tahmininde bulundu ve geçmişteki somut örnekleri sıraladı.

Bu işbirliğine başka partilerin de katılabileceğini ifade eden Özsoy, bu işbirliğinin sadece yerel seçimlerle sınırlı olmayacağını, yerel seçimlerden kısa bir süre sonra yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de benzer yakınlaşmların olabileceğini savundu.

Ciddi kutuplaşmlar olabileceği yönünde beklentisini de aktaran  Özsoy'un Ak Parti'ye de önemli uyarıları vardı.

Prof. Özsoy'un çarpıcı tespitleri şöyleydi:

"Yerel seçimde CHP-MHP işbirliği ve olası ittifaklar

Yaklaşan yerel seçimlerde oldukça bariz bir şekilde CHP - MHP işbirliğine şahit olacağız. Hatta bu işbirliğine, 'bu kadar da olmaz' dedirtecek başka partilerin katılması da ihtimal dahilinde.

Bunun bir çeşit provası 2009 yerel seçimlerinde denendi ve belli bir ölçüde sonuç verdi. Aşağıda bu konuda bazı somut örnekler vereceğim.

Bu işbirliğinin temel amacı ve motivasyonu belediye başkanlıklarını almakla sınırlı kalmayacak. 2014 yerel seçimlerinin hemen ardından başlayacak ve ilk defa halk tarafından seçilecek cumhurbaşkanı seçim sürecinde AK Parti'ye karşı bir blok oluşturmayı hedefleyecek.

Dünkü 1 Mayıs gösterilerindeki Taksim ısrarını sadece 1 Mayıs'la ilişkilendirirseniz eksik analiz olur.

'Bir vesile' ile sokaklara çıkmaya yarayacak 'belli semboller' üzerinden hareket edip, AK Parti karşıtı ittifakların giderek genişletilmesi ve örgütlenmesi için yeni hazırlıklar olarak değerlendiriyorum ben bu tür ısrarları. Çankaya seçimi yaklaştıkça, giderek ayrıştıran, kabuk bağlayan ve zamanla duvar haline gelen çetin bloklaşmalara şahit olacağız.

12 Eylül 2010'da gerçekleşen anayasa değişiklik referandumu öncesi ne tür ittifaklar söz konusu olduysa, yerel seçimler öncesinde de bloklar oluşacak. AK Parti'nin son kongresinde bazı isimlerin partiye davet edilmesi, giderek iki kutuplu hale gelen siyaset sahnesinde, 'bir erken ön alma olarak mevzi güçlendirmesi' şeklinde de değerlendirilebilir.

AK Parti yüzde 50 civarındaki oy oranı ile yeni ittifaklara gerek duymadan tam saha pres anlayışı ile hem elindeki belediyeleri kaptırmamayı, hem de sahip olmadığı belediyeleri de alma konusunda yoğun bir çaba gösterecek.

Fakat ülke giderek artan oranda kutuplaşırsa, seçmenin oy verme davranışı da değişecektir. Yerel seçimde halkın önüne konulacak sandık yerel yöneticileri seçmeyi amaçlasa da, 'ülkeyi kim yönetecek' algısı üzerinden siyasi kamplaşmalar olursa, partiler birbiri ile değil, AK Parti, her seçim çevresinde farklı ittifaklarla kendisine karşı oluşturulmuş bloklara karşı mücadele vermek durumunda kalacaktır.

Başbakan Erdoğan'ın partisinin mevcut yüzde 50 oy oranını tamamen sahiplenip diğer yüzde 50'yi temsil eden partilere karşı sert üslubu, AK Parti karşıtı işbirliği arayışlarında motive edici bir faktör olarak algılanacaktır.

Başbakan Erdoğan gibi karizmatik liderlerin hayranları da muarızları da uç noktalarda gezinirler. Bunun ortası yoktur. 'Ayran ve alkol' örneğinde olduğu gibi, ince detaylar konusunda bile Başbakan Erdoğan'ın bu kadar öne çıkması merkezi giderek boşaltıp farklı kitlelerin kemikleşmesine neden olurken, tsunami öncesi suların önce geriye geçilip sonra hızlıca kıyıya vurması gibi, önce yerel seçimlerde, ardından Çankaya seçiminde sandıkta büyük bir kapışmaya şahit olacağız.

Başbakan Erdoğan'ın karşıt cepheyi kemikleştiren değil, çözen bir iletişim stratejisine ihtiyacı var. Üstelik dikkat ediyorum, giderek sertleşen üslubunun sevenleri üzerinde de bir kaygı oluşturduğunu görüyorum. Düne kadar başkanlık sistemi isteyen çevrelerin bugün yaşadığı zihin karışıklığında bunun da etkisi olduğunu tahmin ediyorum.

Yazının başında, yerel seçimlerde CHP - MHP işbirliği 2009'da denendi ve belli ölçüde sonuç verdi demiştik. Birkaç örnek sıralayalım;

MHP, Ordu'da DSP'yi, Sinop'ta CHP'yi destekledi ve seçimi almalarını sağladı. Buna karşılık Balıkesir'de CHP'nin desteğini aldı ve belediyeyi kazandı.

MHP, İstanbul Maltepe ilçesinde CHP ile seçim ittifakı yaptı. CHP'nin belediye başkan adayına destek için MHP'li aday seçime girmedi, CHP kazandı. MHP'li adaya ise belediyede görev verildi.

MHP Kocaeli'nde, Silivri dostları eksenli en az sekiz partiyle AK Parti'ye karşı ittifak kurdu. Önümüzdeki seçimde de ilginç ittifaklara şahit olacağız.

Van Belediye Başkanlığı'nı BDP'nin kazanmasında Saadet Partisi etkili oldu.

Aydın'da CHP adayını destekleme karşılığında, İl Genel Meclisi Başkanlığı seçiminde MHP'ye 3+2 veya 2+2+1 gibi dönüşümlü başkanlık teklifi götürüldü.

Hatta bu işbirliği o noktaya vardı ki, MHP'li ve CHP'li vekiller, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Başkanlığı seçimi sırasında, AK Parti'li Mevlüt Çavuşoğlu karşıtı oy kullandılar.

2014 yerel seçimleri öncesinde olası seçim ittifakları da şimdiden giderek ısınmaya başladı.

Tarhan Erdem, CHP'nin ulusalcılık yapan bir damarının MHP'nin son İzmir mitingine katıldığını, kalabalığın önemli kısmının CHP ve İşçi Partisi tabanından geldiğini söylüyor. AK Parti CHP'yi İzmir'de zorlamaya başlarsa, CHP lehine MHP'nin harekete geçmesi büyük ihtimal dahilinde.

MHP Bigadiç İlçe Başkanı İsmail Çakır, AK Parti'de olan belediye başkanlığını kazanmak için önümüzdeki yıl yapılacak yerel seçimlerde MHP, CHP ve DP'nin koalisyon halinde hareket etme kararı aldıklarını ve ortak aday çıkaracaklarını açıkladı.

Diğer birçok il ve ilçelerdeki hazırlıkları tek tek yazarak konuyu uzatmayalım.

Daha önce burada birkaç kez altını çizdik. 2014 yerel seçim sonuçları, Başbakan Erdoğan'ın Çankaya için aday olup olmayacağı kararında da etkili olacak. Partisinin Kızılcahamam'daki il ve ilçe başkanları toplantısında yaptığı konuşmada, AK Parti'nin bugüne kadar girdiği seçimler içinde 2014 yılına ayrı bir vurgu yapmasının bir nedeni de buradan kaynaklanıyor.

2015 yılının sonbaharına kadar oldukça çetin geçecek 2 yıl bekliyor ülkemizi.

60 yıldır yapılan seçimlerde sandıkta, hükümeti kimin yönetmesini istediğimize karar veriyorduk. Artık devleti kimin yöneteceği konusunda sandığa gideceğiz.

Dua edelim de, tarihin her döneminde oldukça kıran kırana geçen 'iktidar savaşları' içindeki bu süreci, ülkece hiç kimsenin burnu kanamadan atlatalım."

Yeni Şafak

Diğer Siyaset Haberleri için tıklayın


2013.05.02 14:16 - Son Güncellenme: 2013.05.02 14:16 - boş7
A