İlk yerli hibrit otobüs

İlk yerli hibrit otobüs

Sakarya Üniversitesi'nin geliştirdiği bir proje ile belediye otobüslerinin alternatifi olarak çevreye duyarlı hibrit otobüs üretildi.

2011.12.05 10:09 - Son Güncellenme: 1970.01.01 02:00 - Güncel - HABER MERKEZİ
A
İlk yerli hibrit otobüs

Sakarya Üniversitesinde (SAÜ) hibrit sistemle çalışan belediye otobüslerinin egzoz gazı emisyonlarının asgari düzeye indirilmesi amacıyla başlatılan projede, yüzde 30 yakıt tasarrufu sağlayan ve en düşük egzoz gazı emisyon değerlerine sahip hibrit otobüs geliştirildi.

SAÜ, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Temsa işbirliğiyle 2008 yılında başlatılan ''Hibrit Otobüs Seyir Hali Emisyonlarının Ölçülmesi ve Modellenmesi'' Projesi'nde son aşamaya gelindi. Temsa tarafından üretilen hibrit otobüste elektronik frenlemeyle üretilen kinetik enerji bataryada depolanıyor ve otobüsün ilk hareketi elektrik motorları aracılığıyla sağlanıyor.

SAÜ Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şeref Soylu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Belçika'da düzenlenen bir toplantıda Temsa'nın Ar-GE mühendisleriyle tanıştığını ve birlikte hibrit otobüslerin egzoz emisyonlarının azaltılması üzerinde çalışmaya karar verdiklerini söyledi.

Toplu ulaşımı sağlayan otobüsler için çalışma yürüttüklerini ifade eden Soylu, ''Belediye otobüslerinin özelliği çok sık dur kalk yapmaları ve bunun için de her duruşta çok frenleme yapıyor olmaları. Aracın sahip olduğu kinetik enerji de bu frenleme sırasında ısıya dönüştürülerek atmosfere bırakılıyor. Bizim düşüncemiz de şu olmuştu. 'Bu ısıyı atmosfere bırakmayalım, bu enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürelim ve depolayalım, otobüs kalkışında da depolanan enerjiyle harekete geçsin, daha sonra da konvansiyonel sistem devreye girsin' dedik'' şeklinde konuştu.

Geliştirdikleri teknikle otobüsün yakıttan tasarruf sağladığını ve çevreye yaydığı emisyonda önemli miktarda azalma olduğuna dikkati çeken Soylu, dizel motorlara sahip olan belediye otobüslerinin ilk hareketlerinde fazla miktarda emisyon yaydığını anlattı.

Soylu, hibrit sistemlerin otobüslerin emisyonlarını asgari düzeye indirdiğini kaydederek, şöyle konuştu:

''Hibrit sistemler bu emisyonları kesiyor. Çünkü ilk kalkış elektrikle oluyor ve ardından konvansiyonel motor devreye giriyor. Normal bir konvansiyonel motor dışında, otobüste elektrik motoru ve bir jeneratörü var. İçten yanmalı motor bir jeneratöre bağlı. Bu jeneratör ürettiği enerjiyi elektrik motorlarına gönderiyor ve elektrik motorları da taşıta hareket veriyor. Frenleme esnasında, 'rejeneratif frenleme' dediğimiz yöntemle bu elektrik motorları jeneratör olarak çalışıp, taşıtın bataryasını ya da ultra kapasitörünü besleyebiliyor. Kalkışlarda da taşıtın ultra kapasitörü ya da bataryasından enerji tekrar sisteme verilerek, taşıtın hareketine katkıda bulunuyor. Sürücü frene bastığı an frenleme elektronik olarak gerçekleşiyor. Buna 'e-break' diyoruz. Elektrik motorları bu sırada jeneratör olarak çalışıyor ve elektrik üretiyor, frenlemenin şiddetine göre. Kalkış anında sürücü gaza bastığında da elektrik enerjisiyle hareket sağlanıyor ve sonra normal operasyona başlıyor.''

-''Taşıtın bütün testleri seyir halindeyken gerçekleştirildi''-

-Proje yürütücüsü SAÜ Öğretim üyesi Doç. Dr. Soylu, Otobüste Euro 6 normlarını esas aldıklarını ifade ederken, yeni nesil otobüsle de test sürüşü gerçekleştirdi.

Taşıtın bütün testlerinin seyir halindeyken ve normal güzergahındayken gerçekleştirildiğini belirten Soylu, ''Laboratuvar şartlarında gerçekleştirelim de ondan sonra piyasaya çıksın' düşüncesinden ziyade, taşıt hangi güzergahta kullanılıyorsa o güzergahta çalıştırdık ve o esnada da test sistemleriyle taşıtın optimizasyonu sağlandı. 'Ne eksiğimiz var, nasıl bir iyileştirme yapabiliriz', bunları gördük. Otobüse yolcu almadık ama bunun yerine, kum torbaları yerleştirdik. Otobüs 15 ton ağırlıkla hareket ettirildi'' dedi.

Soylu, çalışmanın Türk ekonomisine de önemli katkıları olacağına inandığını belirterek, benzeri çalışmaların devamı halinde yerli otomobil sektörünün daha da güçleneceğini kaydetti.

Türkiye'nin global pazarda rekabet edebilmek için modern teknolojilere odaklanması gerektiğine dikkati çeken Soylu, şunları bildirdi:

''Siemens ve Mercedes'i düşünün. Her birinin 100 yıllık geçmişi var. Sahip oldukları konvansiyonel teknolojide onlarla rekabet etmek çok zor ama bu yeni teknolojilerde onlar da yeni. Onlar da çok tecrübeli değil. Bu konuda araştırmalarımızı yoğunlaştırırsak dünya pazarına çok iyi ürün verebiliriz diye düşünüyorum. Otobüsü TEMSA Global'e teslim ettik. Nasıl sipariş alıyorlar bilmiyorum ama ona göre artık seri üretime geçebilirler. Bu otobüsün bir özelliği de kontağı açın ve belediyenin hizmetine verin, o şartlarda bir otobüs.''

Otobüsün yazılımındaki optimizasyonla izledikleri güzergahta yüzde 30 tasarruf sağladıklarını ifade eden Soylu, yaklaşık 3 yıl süren testlerde otobüs kullanmayı öğrendiğini ve testleri büyük çoğunlukla kendisinin gerçekleştirdiğini sözlerine ekledi.

Diğer Güncel Haberler için tıklayın


2011.12.05 10:09 - Son Güncellenme: 1970.01.01 02:00 - HABER MERKEZİ
A