Bursa'daki sel felaketi neden yaşandı? (ÖZEL HABER)

GÜLNAME PAÇA / BURSADA BUGÜN

Bursa'da etkili olan sağanak yağışın ardından, tarım alanlarında büyük hasarlar oluştu.

Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Erkan Yaslıoğlu, "Yetkililer, zarar gören vatandaşlarımız için bir adım atacaklarını söylediler. Bu felaket neden yaşandı? İnsan var olduğu sürece bu felaketler yaşanıyor ve yaşanacak. Ama öncelikle şunu düşünmemiz gerekiyor, doğa ile hiçbir zaman mücadele içinde olmamalıyız. İnsanoğlu doğayı anlamaya çalışıp, doğayla uygun bir biçimde yaşamalı "dedi.

"BİR YERDE YERLEŞİM ALANI OLUŞTURURKEN TOPOGRAFİK HARİTA DİKKATE ALINMALI"

"Meteoroloji alanında çalışanlar tarafından kentleşmede yanlışlık olduğu söyleniyor" diyen Erkan Yaslıoğlu, "Küresel karbondioksit konsantrasyonunun yıllar içerisinde arttığını görüyoruz. 285 ppm üzerinden 400 ppm yaklaştı. Dolayısıyla küresel ısınma ve küresel iklim değişikliğine yaklaşıyor dünya. Haliyle bu senaryoları da oluşturup, ona göre geleceği kurgulamamız gerek. Yani bir yerde yerleşim oluştururken topografik harita dikkate alınmalı. Çünkü o bölgedeki eğim durumuna göre, gelecek yağış akışının binaya zarar verip vermeyeceğin analiz edip, ona göre bir bina tasarımı yapmanız gerekiyor. Bunlar elbette ki dikkate alınıyor" diye konuştu.

"BİZİM O BİR CANI DAHİ KAYBETMEMEMİZ GEREK"

Erkan Yaslıoğlu, "Biz Dudaklı Köyü'ne bir inceleme yaptık. Dudaklı Köyü hemen dağın yamacına kurulmuş bir köy. Kuru bir dere yatağı var. Vatandaşlarımız "50 senedir böyle bir felaket görmedim diyor" doğrudur. Bizler hidroloji alanında bir baraj ya da gölet yapılacağı zaman, 50 yıllık taşkın debilerini dikkate alarak tasarlarız. Çünkü istatistik bilimi bize bunu söylüyor. Eğer bir yerde 50 ya da 100 yılda bir taşkın olduysa, bir daha tekrar edecektir diyor. Dolayısıyla vatandaşlara bu olağan bir şeymiş gibi geliyor. Ama bu aslında olabilecek bir şey. Dolayısıyla kuru dere yatakları burada nasılsa su yok, hiçbir zaman su gelmez mantığıyla binalarla ya da suyun akışını engelleyecek yapılarla önü kapatırsak, 49.yıl belki olmaz ama 59.yılda bu felaketle karşı karşıya kalabiliriz. O nedenle bu alanların hassas bir şekilde kurulması gerekiyor. Vatandaşlar bu olayın farkında olmadığı için buralara ev yapmak niyetinde olabilirler ama o zamanda yöneticilerin bunu engellemesi gerekir. Bu yönde bir eğilim olduğunda buraya bir bina yapılamayacağını, yapılsa da yıkılacağını vatandaşa söylemeleri gerekiyor. Bunları yapmadığımız da bu tür felaketlerle karşılaşıyoruz. Bir felaket olduğunda yardımlaşma ve dayanışma olgusunu çok iyi yapıyoruz. Devletimiz de yaraları sarmak için eğlenilen geleni yapıyor ama şunu unutmamak gerek, giden bir canı geri getirme olanağımız yok. İşte bizim o bir canı dahi kaybetmememiz gerek "ifadelerine yer verdi.

"BİZİM BİR EKSİKLİĞİMİZ DE BU TÜR AFETLERDE NASIL DAVRANMAMIZ GEREKTİĞİNİ BİLMİYOR OLMAMIZ"

Erkan Yaslıoğlu, "Felaketler önlenemiyorsa bile, bir felaket olduğunda zararı en aza indirebilecek önlemlerin neler olduğunu tespit edip, onu hayata geçirmemiz gerekiyor. Umarım bu yaşanan olaydan bir ders almışızdır artık. Nasıl ÇED analizi yapılıyorsa, yerleşim yaparken de afet risk haritalarının oluşturulması gerekiyor ve bu rapora göre yönetilir bir risk midir yoksa yönetilemez bir risk midir bunu tespit etmemiz gerekiyor. Eğer yönetilemez bir riskse, kesinlikle yerleşim alanı açmamamız gerekiyor. Eğer yönetilebilen bir riskse onu dikkate alarak hayata geçirmemiz gerekiyor. Bunlara dikkat edersek daha iyi olabilir. Bu felaketleri mutlaka yaşayacağız, önemli olan olay olduğu anda müdahale edebilmek. Erken müdahale ile ilgili bir sorunumuz yok. Meteoroloji Müdürlüğü uyarılarda bulunuyor. Mutlaka bu uyarıları dikkate almamız gerekiyor. Vatandaş olarak bu yönde de bilinç oluşturulması gerekiyor. Bizim bir eksikliğimiz de bu tür afetlerde nasıl davranmamız gerektiğini çok iyi bilmiyor olmamız. Sadece çocuklar için değil, yetişkinler bile belki de bir deprem anında nasıl hareket edeceklerini bilmiyorlar. Afet ve kriz anında nasıl davranmamız gerektiğine yönelik uygulamayla, bunu hayata geçirmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.

"DİKİLİ ALANLARIN TAMAMINA YAKINI ZARAR GÖRMÜŞ VE BUNLARIN KARŞILANMASI GEREKİYOR"

Dudaklı Köyü'nde binlerce dikili alan olduğunun altını çizen Erkan Yaslıoğlu, "Dikili alanların büyük zarar gördüğünü çiftçilerle konuşup öğrendik. Ama şu anda öyle bir durum var ki, insanlar araziye gidip ne kadar hasar olduğunu tespit edebilecek durumda değiller. Çünkü çok büyük bir felaket yaşadılar ve daha onun şokundan çıkamadılar. Ama bizim gözlemlediğimiz kadarıyla, neredeyse dikili alanların tamamına yakını zarar görmüş ve bu zararların karşılanması gerekiyor. Sayın Orman bakanımızın tahsis ilgili bir takım önerileri oldu. Sayın bakanımız yüzde 99.9'unun karşılandığını söyledi ama tahsisin sigorta kapsamının dar olduğunu bazı durumlarda karşılamadığını duyuyoruz. Ama yine de her şeye rağmen sigorta mutlaka yaptırılmalı. Üreticilerimiz sigortayı yaptırdıktan sonra bu kapsam genişletilmesi gerekiyor. Katılım ne kadar çok artarsa, havuzda ne kadar para toplanırsa risk kapsamı da o kadar genişleyecektir. Kapsamı genişletmek için biraz çaba göstermemiz gerekiyor. Yoksa aksi takdirde doğal afet ilan ediliyor ve devlet kaynaklarından karşılanıyor. Devletimizin de bunu mutlaka yapması gerekiyor. Çünkü üreticiler hakikaten Türkiye'de bu sorunu yaşıyorlar ve geleceğini göremiyorlar. Özellikle de böyle bir afet durumunda, 1 yıllık zararı kurtarabilmek için belki de 5 yıl çalışmaları gerekiyor. Çünkü kazançları az. Bu nedenle devletin mutlaka desteklemesi gerekiyor" dedi.